Biraz uzun bölüm oldu. Ama uzun olduğu kadarda action lu bir bölüm. Bu arada bölüm hafif SMUT içerir.İyi okumalar arkadaşlar umarım beğenirsiniz.
Parti hakkında tüm bilgileri aldıktan sonra hazırlıklara koyuldum. Mekan hall olmuştı. Jiminin evinin bahçesinde yapacaktık zaten kocamandı. Birde Mega. P nin alışkanlığı varmış her parti düzenlediklerinde farklı ülkelerden dansçılar davet eder ve onların danslarıyla parti daha eğlenceli hal alırmış. Bu sefer gelen konuk dansçılar Hindistan, Amerika ve Korenin kendisindendi. Bu hazırlıklar zamanı tek mutlu olduğum kısım dans kısmıydı. Çunki 5 yıl bundan önce bir arkadaşımla dans kurslarına giderdik . Ben de dans etmeği çok sevdiğim için en azından partide dans edemesemde izleyebilirdim değilmi?
Bahçeye geçtiğimde her şey hazır olmuştu. Yerden birazcık yüksekte çok büyük olmayan sahne görünümlü bir yer hazırlanmıştı. Burası dansçılar içindi. Onun ön tarafında uzakta yuvarlak masalar yerleştirilmişti. Hepsinin üzerine güzel çiçekler koymuşlardı. Tek kelimeyle her şey muazzamdı.
Biraz sonra Jimin de gele bilmişti. Çok sade giyinmişti. Normal beyaz bir gömlek giymiş bir kaç düğmesini açık bırakmıştı. Altına giydiği dizleri yırtık kot pantolanla uyum içindeydi. Saçlarıyla uğraşmamıştı sanırsam. Ama böyle düzensiz ve hafif dağınık haliyle daha güzel duruyordu. Tamamda ben neden bu kadar ince detaylara kadar izlemiştimki? Hafif gülümseyen yüzüm arkasından gelen mini elbiseli, göğüsleri neredeyse elbiseden fırlayacak olan Hayoung u görmemle solmuştu. Bu kıza gıcık oluyordum gerçekten. Sanırım diğer konuklar gelmeden gidip giyinsem iyi olacak. Jimin ve Hayoung beni görmeden eve gidip odama çıktım. Sonunda iş çıkışı bir yerlere gidip kendime giyecek bir şeyler almıştım. Tabii bu parti için de bir şeyler almayı unutmamıştım.
Elbisemi çok beğenmiştim. Çok fazla dekoltesi yoktu. Sadece sırt dekoltesi vardı ve elbiseye farklı bir hava katıyordu. Topuklularımıda giyerek aşağı indim. Salonun penceresinden baktığımda nerdeyse herkesin geldiğini gördüm. Yavaşça evden çıkarak bahçeye konukların yanına ilerledim. İlk önüme çıkan Yoongi olmuştu. Jiminin aksine siyah gömlek ve altına siyah pantolon giymişti. Ama ne giyerse giysin çok havalı göründüğü kaçınılamaz bir gerçekti. Beni gördüğünde hafif bir gülümseyip baştan aşağı incelemişti. Sonra yavaş haraketlerle yanıma gelerek
"Çok güzel görünüyorsun" dedi. Bende içimden geçenleri söylemiştim
"Sizde çok havalı ve yakışıklı görünüyorsunuz"."Havalı?"
"Evet cool yani" ingilizce söylediğim için yine gülümsemişti. Çok içten gülümsüyordu. Ve o güldüğünde görünen minnak dişleri çok tatlıydı. Bu adam beni her zaman etkilemeyi başarıyordu.
Bir anda omzumda bir el hissetmemle hemen arkamı döndüm. Bu Woo Bin di.
Onu özlediğimden mi bilmiyorum hemen sarıldım. Tabii ki oda beni karşılıksız bırakmamış bana sarılmıştı. Yoongi biraz şaşırmış görünüyordu. Nedendir bilmem ama yanlış anlaşılmak istemiyordum. O yüzden Yoongi ye dönerek ikisini tanıştırma gereği duydum.
"Yoongi bu benim çok eskilerden beri arkadaşım olan Woo Bin. Buda Yoongi zaten biliyorsun"
İkiside selamlaştıktan sonra Yoongi dönerek
"Arkadaş? Erkek arkadaşınmı?"
Üstelik açıklama yapmıştım nasıl anlamıştıki? Tam açıklama yapacaktım ki arkadan Jimin in sesini duydum.
YOU ARE READING
Contract || Sözleşme
FanfictionHikayede #yetişkiniçerikli kısımlar vardır. Yaşı küçük olanlar lütfen okumasın? Tamamlandı.... "Yoksa hiç bir şeyi hatırlamıyormusun? Halbuki dün çok istekli görünüyordun" İsteklimi ? Ne demeye çalışıyor bu çocuk. "Ne demeye çalışıyorsunuz Bay Park...