Hikayede #yetişkiniçerikli kısımlar vardır. Yaşı küçük olanlar lütfen okumasın?
Tamamlandı....
"Yoksa hiç bir şeyi hatırlamıyormusun? Halbuki dün çok istekli görünüyordun"
İsteklimi ? Ne demeye çalışıyor bu çocuk.
"Ne demeye çalışıyorsunuz Bay Park...
"Daha iyi ya seni daha az görürüm. Haa bu arada söylediklerinin brine bile inanmadım neden biliyormusun. Beni seven biri sözleşmeyle tehdit etmezdi"
Kahretsin bunu yapmıştım çünki onu durdurmamın başka yolu yoktu. Gitmesine izin veremezdim.
Seri Hiç bir şey demeden çekip gitmişti. Tabiikide söyleyemezdi çünki bir açıklaması yoktu. Ama gerçekten merak ediyorum neden hala onunla çalışmamı istedi. Neden hala burda kalmamı istedi ki.
Gözüme uyku girmemişti öylece sabaha kadar bornozla ıslak saçla yatakta dönüp durmuştum. Sonunda başımın ağrımasıyla kalkıp saçımı kurutmuştum ve azda olsa ağrı azalmıştı ve uykuya teslim olmuştum. Sadece bir kaç saat uykudan sonra işte yine uyanığım ve ne kadar düşünürsem düşüneyim bir türlü bulamıyordum.
Neden hala beenimle çalışmak istemesini bulamıyordum. İntikam da olamazdı çünki anlattıklarıma inanmasa bile görüntüler vardı. Yani söylediklerimi doğruluyordu. Peki o zaman nedendi?... Ahhhh kafayı yiyeceğim
Neyse boşvermeliyim.
Bir türlü susmayan telefonumu sonunda açamayı karara aldım.
Anaaa Williammış.
"Aloo efendim William"
"Sanada günaydın Seri"
"Ahh özür dilerim akşam pek iyi uyuyamadımda"
"O zaman bizde seni içirdiğimiz için özür dileriz"
"Sahi neden o kadar ısrar ettiniz ki?"
"Şey belki içip derdini anlatırsın diye"
"Ne derdi"
"Hadi ama Seri bir derdin olduğunu biliyoruz. Biz kaç yıllık arkadaşız. EVET SERİ BİZDEN SAKLAYAMAZSIN" Jaerinin arkadan bağırmasıyla kulak zarım patlamıştı.
"Hey iyiyim ben endişelenmeyin tamammı? Birdahada zorla içirmeyin beni. Özrünüz kabul edildi"
"Huysuz çabuk gelsene bu gün işe. Bir şeyler yaparız.EVET ÇABUK GEL TAMAMMI" Al işte yine bir Jaeri ses dalgası.
"Tamam tamam William lütfen sağır olmak istemiyorum"
"Bilirsiz işte Seri o hep böyle"
"Bilmezmiyim hiperaktiv kankam benim. Tamam görüşürüz o zaman. Öptüm"
"Ah gerçekten öptünmü Seri"
"Yah senn... ağız alışkanlığı işte"
"Öpsen ölürsün sanki"
"Kapatıyorum William...."
"Off tamam tamam huysuz"
Ahh gerçekten bu ikisi hiç değişmemiş. Küçüklükten beri arkadaştık. Hatta Woo Bin'den bile daha önce tanımıştım onları.
İkisininde babaları zengindi ve onların kendi şirketlerinde çalışmalarını istiyorlardı fakat bizimkiler bir türlü yapamıyordu. Biraz keyiflerine düşkünlerdir. Sonra bir karar verdim ve iş hayatına çok çabuk atlamış biri olarak onlara nasıl sorumluluk almaları gerektiğini, çalışmanın aslında güzel bir şey olduğunu, zamanla bunu seveceklerini söylemiştim.
Bir kaç ay böyle devam etmişti sonra akıllanmış ve söylediklerimi göz önünde bulundurmuştular. 3 yıl öncede çalışmak için Amerikaya gitmişlerdi. Ara sıra konuşuyorduk ama nasıl olduysa bir süre sonra aramızdaki irtibat koptu ve uzak kaldım.
Neyse buldum değilmi?
Yataktan kalkarak hazırlanmak için dolabıma yöneldiğimde kapım çalmıştı.
"Seri"
.....
"Ah sanırım konuşmayacaksın. Uyumadığını biliyorum çünki. Bu gün iş yerinde konsept günü. Söylemeyi unutmuşum yani herkes gotik tarzda giyinecek. Tabii istersen giymeye bilirsin"
......
"Peki... İyimisin. Başın ağrımıyor değilmi"
Başımın ağrıdığını nerden anlamıştıki?
"Saçlarını kurutmamıştın o yüzden söyledim"
Bu çocuk içimden konuştuklarımımı duyuyor? Korkmalımıyım acaba?
"Duydum Bay Park teşekkürler"
Ohh şimdi giysemmi giymesemmi. Ama şimdi nırmal giyersen içlerinde göze batarım. Bulurum şimdi ben.aslında bir kaç elbise vardı fakat çok açıktı o yüzden giymemeyi kararlaştırdım.
Vee sonunda bıkıp bir şeyler kombinledim
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tamam çokta gotik tarz olmaya bilirdi ama ayakkabı kesinlikle gotim tarzdaydı.
Hatta öyle bir mağazadan almıştım. Yani kombinim çokta o tarzda olmasada ayakkabımla birlikte öyle görünürdü bence. Neyse boşverelim.
Zaten çok zaman kaybettiğim için çabucak giyinip biraz koyu makyaj yaptım. Tanrim bu ayakkabıların üzerinde nasıl duracağım.
Hızla merdivenleri koşuşturarak aşağı indim. Jimin yoktu belkide gitmiştir değilmi?
Hemen dışarı çıktım oh ne güzel rahat gideceğim. O zaman arabası neden burda bu evde olduğu anlamına geliyor.
Acaba tekrar baksammı eve? Yahh bana ne belkide taxi'le gitmek istemişdir. Ama neden söylemesinki? Ufffff
Geri dönerek tekrar mutfağa salona baktım yoktu. Sonra yukarıda bir ses duyduğumu düşünerek yukarı çıktım. Odasının kapısını bir kaç kez tıklatıp içeri girdim.
Banyodan sesler geliyordu. Içeri girmemle jimin bana taraf dönerek eliyle git işareti yapmıştı.
