♡64 Bölüm♡

5.2K 392 79
                                    

İyi okumalar tatlışlarım

umarım beğenirsiniz

Banyodan sesler geliyordu.
Içeri girmemle jimin bana taraf dönerek eliyle git işareti yapmıştı.

Bu bana Minjoo annenin yangındayken bana gitmem için yaptığı işareti hatırlatmıştı. Hemen Jimine taraf giderek koluna tutundum.

"Neyin var senin? Bembeyaz olmuşsun"

Öğürerek istifra ettiğinde bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım.

Bir elimi alnına koyarak diyer elimle belinden tutunup rahat olmasını sağlamıştım.

"Seri......"

"Söylesene haydi ne oldu"

"Ambulansı ara....ben zehirlendim"

"Aman Tanrım bir dakika hemen arıyorum"

Alnındaki elimi çekerek telefonumu çıkarıp ambulans çağırdım. Diğer elimle hala arkadan sarıp belinden tutmuştum.

"Yah ne yedin de bu haldesin sen"

~

Ambulansın gelmesiyle Jimini almış hastaneye doğru gidiyorduk.

"Durumu nasıl hanım efendi"

"Sanırım çok geç değil"

"Yani iyi olacak öyle değilmi?"

"İyi olmasını istiyorsunuz öyle değilmi?"

"Tabiki bu nasıl soru"

"O zaman sıkıca elini tutarak ona güç verin"

Neee elini tutmakmı?

"Bakın elini açmış öyle bayılmış sizin tutmanızı bekliyor"

Ne alakası varya bu doktorlarda iyice....

Uzanarak terlemiş soğuk elini avuçlarım arasına aldım.

Teni çok soluk görünüyordu. Her neyse ona iylik yapmam affettiğim anlamına gelmez.

Telefonumum susmayan çalışlarını sonunda umursayarak baktım.
"Alo"

"Seri sen nerdesin?"

"Jaeri  Woo Bin ya da Yoongi yanındamı"

"Evet"

"Telefonu birine versene"

"Efendim Seri"

"Woo Bin biz hastaneye gidiyoruz Jimin bir şeyden zehirlenmiş"

"Durumu nasıl Seri"

"Emin değilim"

"Tamam biz geliyoruz"

"Peki o zaman kapatıyorum"

~

1 saattir hastanede bekliyordum. Sanırım miğdesini yıkamıştılar. Yani iyi olacaktı.

Çocuklarda hastaneye gelmişti.

"Hey huysuz onun bu halde olduğunu sen nerden öğrendin?"

"William ben.... ben onunla aynı evde yaşıyorum "

"Nasıl neden?"

"Sonra anlatsam olurmu?"

"Eğer seni üzen bir şeyse hiç anlatmasanda olur"

Üzerindekiler dikkatimi çekmişti.
"Bu arada William Gotik tarzı fazla abartmamışmısınız hayalete benziyorsunuz"

"Asıl sen fazla sade giyinmişsin. Biz doğru giyindik değilmi Jaeri? Jaeri.....?"

"Bak orda Woo Binin yanında" diyerek başımla işaret etdim

"Söyleme zaten şirletteykende hep bir şeyler konuşuyorlardı. Görende atomu parçalıyorlar sanacak"

Hafifce gülümseyip ayağa kalktım.
Jiminin dedesi gelmişti. Ona taraf yürüyerek selam verdim.

Çok garipti. Çekingen bir tavır vardı yüzünde. Yanına yaklaşarak iyi olduğunu sorduğumda elimi sıkıca tutmuştu.

" Özür dilerim kızım"

"Dedecim ne için özür diliyorsunuz?"

"Ben her şeyi öğrendim. Jimin herşeyi anlattı. O yüzden burada kalamadım. Senin yüzüne bakamadım. Jimin adından özür diliyorum"

"Olur mu öyle şey. Özür dilemenize gerek yok. Olanlarla sizin hiç bir alakanız yoktuki. Hem Minjoo anne sizin gelininizei değilmi?"

"Evet kızım aslında hep senden bahs ederdi ama hiçbir zaman ismini söylemezdi. Sizinle kendim tanıştıracağım derdi"

"Biliyorum banada demişti"

"Peki Jimin nasıl"

"Sanırım iyi olacak. Bir gün burda kalacakmış"

"Hala burda olduğun ve onu getirmelerine yardım ettiğin için teşekkürler kızım"

"Önemli değil zaten ben onun çalışanıyım"

Bu söylediğim kendi kalbimi acıtmıştı. Çünki hiç bir zaman sadece çalışanı olmak istememiştim ama şimdi kabullenmiştim.

Bir süre sonra doktor yanımıza gelerek iyi olduğunu söylemişti. Dedesi her kesi yollamıştı burda kalacağını söylemişti ama yalnız bırakamamıştım sonuçta yaşlı başlı adam birde Jimim daha önce uykusunun derin olduğunu söylemişti. Bir şey olur haberi olmaz.

Neyse sonuçta hastanede koltuklara oturmuş bekliyordum.

Bay Park Jiminin odasından çıkarak bana seslenmişti.

"Kızım eğer kalacaksan sen odadakı koltukta uyursun tamammı?"

Başımı olumlu anlamda sallayıp odaya geçtim. Karanlık odada yüzünü aydınlatan tek şey ay işığıydı ve bu bana o geceyi hatırlatmıştı.

Utanmamam için işığı kapatmıştı ve bizi aydınlatan tek şey ay işığı olmuştu......

Unut Seri unut.
Biraz daha ilerleyerek karşısındaki koltukta oturdum. Teni soluk görünüyordu.
Ama gerçekten neden zehirlenmiştiki.

O an gelen uykuyla uyuya kalmıştım.
Bir süre sonra gözlerimi açıp hemen telefona baktım. Bir saattir uyuyorum.

Dönerek yatağa baktığımda Jimin yoktu.

Hemen hızla dışarı fırladım. Dede oracıkta uyuya kalmıştı. Onu endişelendirmemeliydim. Telaşla Jimini ararken bir anda karşıma doktoru çıkmıştı.

Bir dakika sora bilirdim.

"Affedersiniz doktor bey"

"Buyurun"

"Az önceki hastanızın neden zehirlendiğini buldunuz mu?"

"Evet bulduk"

"Ne peki"

"Kasıtlı olarak yapılmış"

"Nasıl yani"

"İlaç. Yani ilacı aşırı dozda kullanarak"

Jimin ne yaptın evlâdım sen😓

Gitti gotik tarz konseptide🤦‍♀️

Contract || Sözleşme  Where stories live. Discover now