♡97 Bölüm♡

4.8K 336 83
                                    

İyi okumalar tatlışlarım

Jiminin babasından şikayetçi olmuş ve tüm delilleri mahkemeye sunmuştuk.

Aslında önemli olan nokta şu ki elimizde görüntü ve ses kaydı olduğundan habersizdi ve bu yüzden hiç bir savunma yapamamıştı.

Bizim şirketse tamamen iflasın eşiğindeydi. Babam tekbaşına işleri halledememişti. Woobin de artık olan herşeyi öğrendikten sonra onunla çalışmak istememişti.

Beni aramıştı ama tabii ki cevap vermemiştim. Asla konuşmayacaktım onun yaptıklarını, söylediklerini affetmek kolay değildi.

Ama sorun şu ki Jimini aramış ve onunla konuşmuş.

Jimin söylemesede babama herşeyi anlattığını biliyordum. Kendi babasının anneme iftira attığını da büyük ihtimal söylemişti. Çünki bana neredeyse yirmi tane mesaj atmıştı. Hepsindede özür diliyor onu affetmemi istiyordu.

Ama bu o kadar kolay değil çünki yine duyduğuna inanmıştı. Sorunda tam olarak bu hiçbir zamman hiç bir şeyi sorgulamadan yargısız infaz yaparak sadece duyduklarına, anlık gördüklerine inanması.

Jiminin babası ise eee tabi zengin insan olunca eli her yere uzanıyor mahkemeyi bir günlük ertelemişti ve şuan o ertelenen mahkemede Jiminin ellerini sıkıca tutarak inanmasını, herşeyin yolunda gideceğini söylüyordum.

Bir anda kapının açılmasıyla içeri biri girmişti. Herkes gibi bende arkaya dönüp baktım. Babamdı...

Onun burda ne işi var. Lütfen bu adama şahitlik falan yapıp savunacak bir şeyler söylemesin.

İlerleyerek  kravatını düzelterek tam hakimin önüne geçti.

"Hakim bey bende bu adamdan şikayetçiyim"

Jiminle birbirimizden sımsıkı tutunmuş neler söyleyeceğini bekliyorduk.

"İşte burda belgeler. Şirketlerden kaçak mal sızdırdığımıza dair belgeler"

Bir dakika sızdırdığımıza derken yani kendide mi yapmıştı? Vee şuanda kendinimi ifşalıyordu.

Hakim bey belgeleri inceleyerek babama bakarak konuştu
"Demek siz şu adamla kendinizin işbirliği yaptığınızımı söylüyorsunuz"

"Evet"

"Zaten bu adamın suçu çok büyük ve tutuklu yargılanacaktı fakat sizin gösterdiğiniz bu belgelere göre süresi daha da uzanacak ve ayrıca sizde tutuklanacaksınız"

"Biliyorum yaptığım tüm kötülüklerin cezasını çekmmeliyim değilmi"

"Tamam. Karar verilmiştir...."

Mahkeme bitmişti bitmesinede biz hala Jiminle olanların şokunu atamamıştık.

Babam bilerek gelip kendisini mi şikayet etmişti hemde delilli sübutlu?

Ahh neden böyle birşey yaptıki. Tamam ona çok kızgındım ama böyle olmasını istemezdim.

Ayrıca bu kaçak mal işi de ben şirketten ayrıldıktan sonra olmuş sanırım. Şimdi ne olacak?

"Üzülme Seri. O belkşde ilk defa doğru olanı yaptı"
Jimin sarılarak saçımı okşamıştı.

"Biliyorum Jimin biliyorum ama insanın içine bir acı oturuyor"

"Seni çok iyi anlıyorum Seri ama inan bana ben şuan çok mutluyum o adamın tutuklanmasına sevinmiştim süresinin uzanmasına ise iki kat sevindim. Umarım hiç çıkamaz ordan"

"Umarım Jimin umarım"

Ellerimizi bir birine kenetleyip dışarda bekldik. Bir süre sonra polisler elleri kelepçeli halde Bay Parkı ve babamı gerirerek aracın önünde durmuştular.

Bir anda yön değiştirerek babamın bizim tarafa ilerlediğini gördüğümde kalbim sızlamıştı.

Yanindaki polis onu sıkıca tutmuştu.
'Sadece 1 dakika'

Aramızdaki mesafeyi kapatmak istememişti öyle biraz uzaktan gözlerime bakıyordu.

Susadığı için kurumuş dudaklarını araladığında söyleyeceği şeylerin beni daha da üzeceğini biliyordum.

"Kızım...
Senden aff dilemek için belkide çok geç ama sana annene söylediklerim için özür dilerim.

Size değil başkalarına inandığım için özür dilerim.

Sana babalık yapamadığım için özür dilerim.

Haklıydınnn... o kadın beni bıraktı. İflas edeceğimi duyduğu gün beni bırakıp gitti. O gün artık anlamıştım haklı olduğunu.

Ama yine herzamanki gibi geç anlamıştım.

Seri lütfen beni affetmesen bile babana son kez sarıl lütfen"

Gözyaşlarımı zor tutuyordum. Ağlamak istemiyordum.

Bir adım atarak yaklaşıp kollarımı açtığımda kelepçeli kollarını başımın üzerinden geçirerek bana sarılmıştı.

O an küçüklüğümü hatırlamıştım. Her düştüğümde yada üzüldüğümde hep yanımda olup bana sıkıca sarılırdı.

"Ne olmuş bakayım benim güzel kızıma"

"Babaaa.. düşdüm. Çok acıyo baba.."

"Gel bakalım ne olmuş"

"Kanıyo değilmi baba. Kıyıydı değilmi"

"Yahh ne kadar sulugözmüşsün sen. Bak hiçbirşey yok. Gel bakalım sıkıca sarıl babaya. Hemen geçecek emin ol"

"Tamam babacım"

Gözümün önümden film gibi geçen anıyla başımı göğsüne yaslamış ve kollarımı sıkılaştırmıştım.

İstemesemde gözümden akan yaşlar artık yanağımı islatmıştı.

'Gitmeliyiz bu kadar yeter'
Yanımızdaki adamın uyarısıyla hemen beni bırakmıştı.

Bu defa bana değil Jimine dönerek gülümsemişti.
"Seni de yanlış tanımışım. Ona iyi bak sana emanet"

"Hep yanında olacağım emin olun"

Tekrar kolundan sertçe tutarak az önce Jiminin babasını bindirdikleri araca yönelmiştiler.

Garipti ona kızgındım. Bana söylediklerini yaptıklarını, anneme söylediği şeyleri unutamayacaktım belki ama yinede üzülüyordum. Böyle olmasını asla istemezdim.

"Seri iyi olacak emin ol" Yine huzur bulduğum ses beni rahatlatarak sarılmış, çenesini boyun girintime koymuştu.

"Biliyormusun Seri bazen bazı şeyler sadece öyle olmalı. Yani akışına bırakmalısın"

"Haklısın Jimin çok haklısın"

"Eee hadi bakalım gitme zamanı. Gidelim"

"Peki"

Dararatdat dararatdat

Merhaba tatlışlarıııııııım🍫

Nasılsınız bakem.

Biraz geç attım yine sanırım. Sorryyyy

Ama umarım beğenirsiniz❤

Hoşçakayyyy🤗🤗🤗

Contract || Sözleşme  Where stories live. Discover now