♡27 Bölüm♡

7.5K 548 83
                                    

Kaç zamandır yazmadığım balım( Jonginle) bir bölüm geldi

Bence tam mıncırmalık bi bölüm😃

Ondan bir süre sonra arabayı park edip bende binaya girdim. Çok güzel bir ambiyans vardı. Her taraf çizgifilm kahramanlarının resimleri, rengarenk işıklar ve bir kaç çocuk çizimleriyle kaplıydı. Biraz daha ilerlediğimde bir bayan beni durdurmuştu.

"Affedersiniz beyefendi nasıl yardımcı ola bilirim?"

"Şey ben Serinin arkadaşıyım"

"Haa demek Seri hanımın arkadaşısınız. Öyle söylesenize. Buyurun koridorun sonundaki party odasındalar. İsterseniz götüre bilirim"

"Ahh teşekkür ederim. Kendim bula bilirim sanırım" Eğilerek kadının yanından uzaklaştım.

Dediği yere vardığımda kapı hafif aralıktı. Bende bunu fırsat bilip bir süre içeriyi izledim.

Çocuklar Seriye bir yastığa oturtmuş gülüşerek yüzüne bir şeyler çiziyordular. Seriyse gülerek "Yah bakın çocuklar sakın beni cadıya falan dönüştürmeyin tamammı?"

"Hayır Seri abla seni kedi yapıcaz"

"Demek öyle peki o zaman şu kırmızı boyayı ne yapıyorsunuz"

"Kedimizin burnu kırmızı olacak o yüzden"

"Peki..."

Gülüşerek eylenmelerini izlemek beni de mutlu etmişti. Seriyi daha önce bu kadar içten gülerken görmemiştim.

Bir an çocuklardan birinin beni işaret etmesiyle her kes bana taraf dönmüştü ve Serinin önü açılmıştı. O çok tatlı görünüyordu. Yüzüne pembe boyayla bıyıklar, burnunada kırmızı boyayla minik daire çizmişdiler. Tabii saçından iki taraftanda minik bir tutam alıp toplamıştılar.

Çocuklar ve Seri bana şaşkınca bakarken ben Seriyi öyle gördüğüm için gülmemi tutamamıştım. Seri ayağa kalkarak yanıma gelmiş ve beni kapının yanına sıkıştırmıştı.
"Yah ne işin var senin burda. Beni takipmi ettin?"

"Affedersin ama seni şu halinle ciddiye alamıyorum. Çok tatlı görünüyorsun" diyerek yanaklarını sıkmıştım.

Çocuklarda bize garip garip bakmaya devam ediyordu.

"Seri abla bu senin arkadaşınmı?"
İçlerinde diğerlerinden büyük olduğunu düşündüğüm çocuk sormuştu.

"Ah evet çocuklar benim arkadaşım"

"O zaman o da bize katılsın"

Gülümseyerek kendimi içeriye atarak pofuduk bir yastık alıp bende üstüne oturmuştum

Seri
Bu çocuklar gerçekten... sen gülümsemeye devam et Park Jimin. Birde seni cidiye alamıyorum diyor. Ay çok tatlıymışım. Yalanlarını yesinler.

Gidip diğer yastığı alarak Jiminin yanına oturdum.
O an ...... sıkıca beni korurmuşcasına saran kollara bakdım.
"Hey Balım ne oluyor bir şeyden mi korktun?"
"Hayır" başını olumsuz anlamda sallamıştı.
Jiminde bizi izliyordu.

"Peki ne oldu birden böyle korkmuş gibisin"

Kulağıma doğru eğilerek konuşmuştu ama muhakkak Jimin duymuştu.
"Noona bu seni iten adam değilmi? Koykma ben seni ondan koyuyum"

Jiminin suratı bir anda düşmüştü. Evet doğru ya çocuklar böyle şeyleri hiç bir zaman unutmazlar. O zaman beni takip edip ahmakca şeyler söyleyip ittiğinde miniğimde ordaydı.

Elimi Jongin'in saçlarına koyarak nazik bir şekilde okşadım.
"Endişelenme balım bana kötü bir şey yapmaz. O gün yanlış anlaşılma olmuştu. Yani o çok iyi biri. Bak görüyormusun buraya sizi görmeye gelmiş"
Jongin dönerek şirin bir şekilde Jimine baktı.
"Noonamı bir daha üzmessin değiymi?
Nasılda şirin konuşuyordu. Ama bir bilse beni üzmekle kalmadığını beni tamamen yakıp yıkdığını.

Jimin üzgün görünüyordu. Sanırım yaptıkları bir anda aklına gelmiştiki gözlerini kaçırmıştı. Bense Jongine sıkıca sarıldım."Balım sana ne dedim bak ona o zamanı hatırlattığın için üzüle bilir. Sonuçta yanlışlıkla olmuştu."
Jongin ilerleyerek bir an minik kollarıyla Jimin'e sarılmıştı.
"Seni üzmek istememiştim"
Jimin söylediğine çok şaşırmıştı ama oda ona sıkıca sarılmıştı.

Sonra serçe parmağını Jongine uzatarak "Haydi arkadaş olalım ben Jimin" demişti.

Balımda minik parmağını onun parmağına sararak "evet olalım. Ben ...." demişti.

Tamam bu kadar çabuk arkadaş olacaklarını beklemiyordum

Ayağa kalkarak masaya yaklaştım "Haydi o zaman pasta zamanı". Her kes yerlerini aldığında hediyeleri ve pastayı getirmiştim. Hepsinin ne istediğini daha önceden bildiğim için hediye paketlerinin üstüne isimlerini yazmıştım.

Hepsi hediyelerini açtığında sıra Jongine gelmişti. Paketi bir türlü açamadığı için Jimin yardım etmişti.
İçindekine Jimin ne kadar şaşkınca baksada Jongin çok mutluydu. Çünki bu onun benden 1 ay önce istediği çift bileklikleri ve çift tshirt'di. Önceden özel olarak birini küçük beden yapmalarını söylemiştim.

Jongin elimdeki bilekliği alarak yanıma yaklaştı
"Haydi Noona takalım"
Elinden alarak bilekliğin birini kendi koluma diğeriniyse onun minik koluna taktım.

Balım  mutlu şekilde yerinde atlayıp duruyordu.
"Beğendinmi balım? Tshirtleri sonra giyeriz tamammı?"

Başını olumlu anlamda sallamıştı. Diğer çocuklarda hediyeler için teşekkür etmiş ve tatlı dudaklarıyla yanaklarımdan öpmüştüler.

Jonginse kolundaki bilekliğe ve benim kolumdakine bakarak gülümsüyordu.
Jimin ona yaklaşarak "Sanırım çok beğendin" demişti

"Evet. Biliyoymusun ben büyüdüğümde Seyi ablayla evlenicem"

Tamam işte bunu beklemiyordum. Jiminde bayağı şaşırmıştı.
"Demek öyle. Sence biraz büyük değilmi? Hem o zamana kadar yaşlanır. Sen başka birini seversin"
Al işte tipik Jimin çocuğa dediği şeye bak.

"Hayıy o çok güzel hemde çok iyi biyi ve beni çok seviyo. Bende onu hey haliyle seveyim yaşlansa bile tatlı oluy"

Çok şaşırmıştım. Beni bu kadar sevmesi beni mutlu etmişti. O an hiç istemeden gözümden bir damla yaş süzülmüştü.
Jongin minik parmaklarıyla yaşı silerek bana sarılmıştı.
"Üzdümmü seni Noona?"

"Hayır birtanem aksine mutlu olduğum için oldu"
Geri çekilerek gülümsemişti. Zaten öyle bir cevap vermiştiki Jimin bile bir şey söyleyememişti.

Veee bir bölmün daha sonu.
Şu Jongin ne kadar da akıllı çocuk değilmi? Bakalım devamında neler olacak. Yorum ve VOTE'larınızı eksik etmeyin tatlışlarım🍫

Contract || Sözleşme  Where stories live. Discover now