9. Kısım "Şirin Bakıcı!"

5K 282 17
                                    

Mutsuzluktan ölür müydü insan? Eğer ölmüyorsa bile ben bir ilki gerçekleştirebilirdim. Miray bu defa çok acımasız bir hamlede bulunmuştu. Şikayet edilen taraf ben olmamıştım meğer, yani sadece ben olmamıştım... Yüsra'nın annesinden mesaj gelmişti ve bu akşam alınan otobüs bileti ile İstanbul'a dönecekti.

Terminale geldiğimizden beridir hiç konuşmamıştık. Cenk valizi teslim ederken dönmüştü şimdi yanımıza ve "Neden askere giden yariniz varmış gibi davranıyorsunuz? Yahu bu kız evine dönüyor alt tarafı! Düzeltin şu suratlarınızı!" diye çemkirdi.

Haklıydı belki fakat bir kez daha haksız yere kaybeden olmanın ağırlığında gülümsemek zordu.

Yüsra'ya baktığımda içim gitmişti. Hemen sarılmıştım ama sessizliği beni korkutuyordu. Aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordum. Eğer Yüsra'yı azıcık bile olsa tanıyorsam, Miray bu defa kolay sıyrılamayacaktı iftiralarından.

Hava iyice kararmıştı artık. Otobüsün çalışmaya başlaması ile Yüsra tek kelime etmeden binmişti arabaya ve arkasına bile bakmamıştı.

Tuttuğum yaşlarım hunharca zıplarken yanaklarıma Cenk sarıldı.

"Gitmese olmuyor muydu? Ben onsuz çok mutsuz bir insan oluyorum..."

"Alınıyorum ama he! Ben ne güne duruyorum? Hem kavuşacaksınız kısa bir süre sonra. Yapma böyle."

Arabanın gidişine içim yana yana bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arabanın gidişine içim yana yana bakıyordum. Yüsra benim gerçekten de güç topladığım yanımdı ve uzaklaşıyor olmamız canımı çok acıtıyordu. Bunun ne kadar süreceği umrumda değildi, o benim canımdı! Ve aptal Miray bir kez daha beni yere sermişti işte! Yine paramparçaydım ve çaresizdim, yine zavallıydım!

***

Depresyonun kaçıncı evresindeydim acaba... Kaç saattir yatakta dönüyordum boş düşüncelerle bilmiyorum. Tek bildiğim buradan kolay kolay çıkmayacağımdı fakat Cenk belki de elli defa çalmıştı kapımı. Her defasında "Uyuyorum!" Diye homurdansam da yememişti bu defa. Kapıyı açtığı gibi "Oof! Anne! Anne burada ceset var!" diye alayla anırdı. Gülümsemek istesem de kendimi tutmuştum ve sırtımı döndüğüm gibi gözlerimi kapattım.

"Buraya temizlik şart he, bakteri dolmuş şuraya bak!"

"Bakterileri görebilmen harika.. Tebrikler!"

"Kalk lan!"

"Git başımdan! Bir buçuk ay falan kalmıştır zaten, ben de gideceğim."

"Aşk olsun lan! Yüsra'dan önce ben vardım!"

Pikeyi çekmesi ile huysuz çocuk misali ayaklarımı sallarken "Kalkmazsan buzlu suyla gelirim!" dedi. Omuz silkip ellerimle yüzümü kapattım. Ne ile geleceği umrumda değildi, can sıkıntısından ölüyordum ben ama aldırmıyordu bu halime ve ellerimi çekerek, "Kalk artık! Bak annem gelirse daha fena olur ben iyilik yapıyorum sana?" dedi.

Sadece İki AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin