〰️Burnunun ucunda hissettiği gıdıklanma ile gözlerini bıkkın bir şekilde açmıştı Yüsra. Tavana taktıkları renkli minik yıldızdan lambaların zoraki aydınlatması ile görebildiği ufak sineğe gözlerini devirirken, elini usulca cebine soktu. Bir diğer cebini de kontrol etmişti hızlıca ve telefonunu bulamamanın verdiği endişe ile doğruldu.
Yanındaki boşluğu fark ettiğinde, "Nerde bu kız be!" diye fısıldadı ve yanında uyuduğuna emin olduğu Elif'i görememenin endişesi ile telefonunu boş verdi. Cenk hemen ayaklarının ucundaydı. Diğer tarafında da Esat vardı. Minicik kulübede kaybolma ihtimali olmayan Elif'e "Beni burada bırakıp nereye gittin sen ya!" diye sitem ederek ayağa kalktığında "Yüsra?" dedi uykulu bir ses.
"Esat?"
"Bir şey mi oldu?"
"Evet! Elif yok, ayrıca telefonum da yok. Saate baksana bi"
"Bakayım.."
Uykulu ifadesinden güçlükle sıyrılırken, "İkiye geliyor" dedi Esat.
"Kafası da yerinde değil, nereye gitti ki!"
"Dur sakin ol, bakarız hemen"
Esat da ayaklanınca birlikte kulübeden çıktılar ve sönmek üzere olan ateşe baktıklarında Emre'nin motorunun orada olduğunu gördüler.
İyice telaşlandı Yüsra, "Esat, bu eğer Emre ile gitmediyse nereye gitti?! Ay yine mi kayboldu acaba?"
"Emre de yok ki ortalıkta. Beraberlerdir sen bi sakin ol. Telefonu sahilde mi düşürdün acaba?"
"Bilmiyorum... Annem aramışsa eğer telaş yapacak. Ulan Elif, ne lüzumsuz zamanda kayboluyorsun!"
"Tamam tamam, yok bir şey gel. Emre'yi bi arayayım bi soralım neredeler. Buluruz telefonu da."
Esat sönmek üzere olan ateşin yanına oturduğunda, Yüsra endişeli bir şekilde olduğu yerde dolanıp duruyordu. Annesinin geçirdiği zor zamanlar ortadaydı. Onu yalnız bırakmasının verdiği pişmanlıkla kafasında binbir çeşit felaket senaryoları çizerken "Alo" diyen Esat'ın yanına oturdu.
"Kardeşim Elif yanında mı? Anladım. Yok yok biz göremeyince korktuk da. Neredesiniz? He, tamamdır kanka. "
Telefonu tebessümle kapatan Esat, "Elif'i eve götürüyormuş. Sarhoş gibi diye motora bindirmek istememiş" diye açıkladı.
Uzun siyah saçlarını geriye doğru elleriyle bastırmıştı Yüsra. Dişlerini birbirine sıkıca bastırıyordu ve stresli duruşu Esat'ın dikkatinden kaçmadı.
"Yüsra, bir telefon mu bekliyordun?"
Birkaç şey biliyordu fakat Yüsra'nın tam olarak ne derdi olduğunu bilmiyordu. Dinlemeye can atan bakışlarını Yüsra'nın güzel yüzüne sabitlediğinde usulca elini omzuna koydu. Şefkat dolu bir dokunuştu bu, derin sessizliğin içerisinde hunharca bağıran bir tür 'Ben buradayım' dokunuşuydu ve Yüsra bu hissi iliklerine kadar hissetmişti.
***
Hâlâ tam anlamıyla kendinde olduğu söylenemezdi. İlacın etkisi geçmek bilmiyor, Elif sürekli olarak aklına eseni söyleyip yapma eğilimiyle hareket ediyordu. Motorla yola çıkmadıkları için iyi bir karar verdiğinden emin olan Emre, Elif'i amcasının evinin önüne getirmeyi başarmıştı ama susmak bilmeyen Elif'e daha fazla sabırlı davranamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece İki Ay
Aktuelle LiteraturOysa ne çok ağlamıştım buraya geldiğim için, ne çok kızmıştım babama. " Bu bir tür sürgün! Benden kurtulmak mı istiyorsunuz" haykırışları ile nasıl da nefret kusmuştum. Fakat hayat böyle bir şey sanırım. Sürprizleri en umutsuz dolu anlarda koyuyordu...