2.Sezon 24.Bölüm

2.7K 166 19
                                    


"Kim Bu Kadınlar?"

Günlerin daha önce bu kadar boş ve anlamsız geçtiği olmamıştı. Aslında bir yılım yine buna benzer mutsuzluklarla doluydu fakat bu defa bir şey farklıydı; bu defa bu mutsuzluğun nedeni bendim. Bir haftadan fazlaydı belki, on gün var ya da yok... Ne karşılaşıyorduk ne de herhangi bir şey oluyordu. Üzerine bir de final sınavlarım eklendiği için de ne yazık ki türlü türlü oyunlar düzenleyip onu görmeye cesaret edemiyordum. Bu durumun en kötü yanı kimsenin bana destek vermiyor olmasıydı.

Asya tam ortadaydı. Ne Emre'yi savunuyordu ne de beni. Daha çok ikimizi de anlamaya çalışıyor gibiydi fakat Yüsra beni çiğ çiğ yese yine de içinde ki o öfkesi dinmeyecek gibiydi...

Meraklısı mıyım sanki böyle olmanın? Ben Emre'ye böylesine aşıkken, böylesine en içten duygularımla yanında olmak isterken bu tercih gerçekten de istediğim bir tercih gibi mi görünüyordu insanların gözünde?

Bütün yapmak istediğim öfkesinin bize zarar verdiği göstermekti. Bütün isteğim kendisine dikkat etmesiydi ya neyse...

Son final sınavıma girmek üzere hazırlanıp okula doğru yürümeye başladım. Asya da yanımdaydı. Tamamen sessizdi ve elinde tuttuğu ufak not defterine göz atıyordu. Tam bu sırada duyduğum motor sesi ile etrafıma baktım. Bir anda önümüze gelen otobüse öfke ile gözlerimi devirerek yeniden motor sesinin ne yönden geldiğine odaklanırken, Asya'nın bana attığı muzip bakışları fark ederek durdum.

"Nasıl meraklıyım ama..."

"Utanmana gerek yok, özlemen çok doğal Elif."

"Görünmezlik iksiri mi keşfetti acaba?"

"Ya deli... Sürekli erken çıkıyoruz evden, dönüş saatlerimizde de o dahalık işten gelmemiş oluyor. Karşılaşmamanız çok normal"

Ne güzel anlatıyordu. Bir de yaşaması kolay olsaydı keşke şu söylediklerinin. Resmen on güne yakın bir süreydi bu, karşılaşmamak için özel bir çaba sarf etmezsem eğer, belki de hiçbir zaman göremeyeceğim aptal nice on günleri kucaklayabilirdim hatta!

Otobuse bindiğimizde "Motor mu aldı ki o yine?" diye mırıldandım. Gülümsedi Asya. Başını minicik bir şekilde sallayarak yanıtladı, "Almış... Göstereyim mi?"

Gözlerimi kısıp anlamaya çalışıyordum. Ah tabii, motorun fotoğrafını paylaşmıştı büyük ihtimalle.

Asya'nın telefonunu çantasından çıkarışını öyle aptal bir heyecanla seyrediyordum ki, bir an için göz göze geldiğimizde afallayarak, "Ayağı düzeldi mi ki? Kolu veya?" dedim.

"Yani ayağı için bilmiyorum durum ne ama kolunda alçı veya sargı yok."

Şu anda Emre'nin öfkeli haline geçiş yaptığı o trans haldeydim; dış dünya ile olan bütün bağlantım kesilmiş, bütün dikkatim Asya'nın göstermiş olduğu fotoğraftaydı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sadece İki AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin