"Kaplanın çenesinden sök o keskin dişleri,
Alevlerden dirilen ankayı yak kanıyla."
-Shakespeare
"Ben bugün dönüyorum," diye söze girdi Kuzgun. "İşleri toparlamalı ve sürüye dahil olduğunu bildirmem gerekiyor. Ben her şeyi hazırladıktan 1 hafta sonra sen geleceksin. Sana eşlik etmesi için birini gönderirim."Kafamı salladım. 1 hafta yeterli bir süreydi. Caymamam adına birini göndermesi de mantıklı bir davranıştı. Çünkü ben bile kendime yeterince güvenmiyordum.
Kuzgun değneğini aldı ve masadan kalktı. "Şimdi gitmem gerek. Güzel bir anlaşma oldu."
Uzattığı elini hafifçe sıktım. "Umarım öyle olur."
Benim de eve gidip bütün bu olanları düşünmem gerekiyordu. Kendimce bir plan yapmalıydım. Hatta bir tane değil birkaç tane plan yapmalıydım. Kendimi riske atamazdım. Bu yolda yalnız yürüyordum ve düşmanım birden fazlaydı.
Kuzgun tam bir şeytandı. Cesur böyle bir şeytanla nasıl baş ediyordu? Ve Kuzgun'un Cesur'dan nefret edenler olarak yalnız olduğu düşünmüyordum. İçimdeki kötü his onun için oraya gitmem gerektiğini söylüyordu. Ben ne kadar tehlikedeysem Cesur'da o kadar tehlikedeydi.
Cesur bir kurttu. En güzelinden, en görkemlisinden. Onu öyle gördüğümde büyülenmiştim. Bir kurtu evcilleştirmenin hayalleri aklımı kurcalıyordu ama o en vahşi olanıydı. Bu yüzden diğer leş yiyicilere yem olamazdı. Öyle bir kurt kimseye yem olmayı hak etmezdi.
Ama ben.. Bir yem olmak için doğmuş gibiydim. Oraya Cesur'u kurtarmak için gidecektim. Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırdım. Tek ihtiyacım olan cesaret ve zekaydı.
Planıma Ezgi'ye fiyakalı bir yalan uydurmakla başladım. Kasabadaki evi kiraya vereceğimden bahsediyordum. Ama evle ilgili birkaç sorun çıktığını ve Türkiye'ye dönmem gerektiğini söyledim. Emlakçının benim imzam olmadan halledemeyeceğine dair yalanlar sıraladım. Hatta abartarak evi peşin 5 yıllığına kiralamak isteyen birinin olduğunu da söyleyiverdim. Bu fırsatı kaçırmamamız gerektiğinden bahsettik ikimizde. 1 hafta sonra yola çıkacağım konusunda anlaştıktan sonra Ezgi problemi tamamen ortadan kalkmış oldu.
İşlerin ne kadar uzayacağını bilmiyordum. Bu yüzden dönüşüm hakkında konuşmamaya özen gösterdim. Oraya gittiğimde belki doğruyu söylerdim. Belki de yeni bir yalanla işleri yürütmeye çalışırdım. Şimdiden bunu düşünmek istemiyordum. Çünkü geri dönmeme ihtimalim bile vardı. Şimdilik önüme çıkan pürüzlerden kurtulmak en doğru karardı.
Ertesi gün doğruca işe gittim. Birkaç gün daha çalışıp paramı alabilirdim. Oraya gittiğimde nasıl geçineceğimi de bilmiyordum. Belki de evi kiralamak iyi bir fikir olabilirdi. En azından bir odasını kiralayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
FantasyMühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı dövmesinin çemberinde dolaştırdım bir tur. "Hissediyor musun?" diye sordum acıyla. "Tam burada koca...