43

46K 2.8K 292
                                    





"Görüyorsun ki kanatları değil meleği melek yapan,
Kurtul sadece başının üstündeki yarasalardan."
-Aaron

Uzun ömrümüz boyunca hayatımızdaki her şeyi kaybederiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun ömrümüz boyunca hayatımızdaki her şeyi kaybederiz. Dostlarımızı, paramızı, ünümüzü ya da şöhretimizi ve hatta ailemizi. Önemli olanın ne olduğunu unutmamalıyız; anılarımız ve benliğimiz.

Mutlu anılar biriktirmek için yaşamaya çalıştım ama her seferinde daha da dibe battım. Belki de mutlu olmak için önce kendinden başlamalıydım.

Hatalar yaptım. Yanlış yollara saptım ama artık bir önemi yok. Bugün bütün kararlarımın arkasında duracağım.

Kendime olan tam güvenimle Kuzgun'un çalışma odasına girdim. Güneş bugün benim için her zamankinden daha geç doğmuştu. Bütün gece Kuzgun'a ne soracağımı düşünüp durdum.

Zamanı gelmişti. Kuzgun ahşap masasının ardında oturmuş beni bekliyordu. Müsaade dahi istemeden karşısında bulunan koltuğa oturdum ve arkama yaslandım. Ürkekliğin işe yaramayacağının farkındaydım.

"Erkenden gelmişsin, kahvaltı yaptın mı?" diye sordu Kuzgun. Beni deli ediyordu.

"Beklemek için fazla vaktim yok. Artık konuşmanın vakti geldi." Direkt konuya girmek istiyordum. Onun yakınında bir dakikadan bile fazla durmak midemi bulandırıyordu.

"Tamam o halde, seni dinliyorum. Ne yapmak istediğine karar verdin mi?"

"Önce senin ve Cesur'un ne yapmak istediğini bilmeliyim. Neyin peşindesiniz?" diye sordum. Onların istekleri doğrultusunda bir plan hazırlamam gerekiyordu.

Kuzgun kollarını iki yana açtı ve etrafını gösterdi. "Benim ne istediğim belli değil mi?" Daha sonra yüzü sert bir ifadeye büründü. "Cesur'un ismini bu dünyadan silmek istiyorum. Bana yaptığı şeyi görüyor musun?" Dizinin üzerine vurdu. "Ona bunu ödetmek istiyorum."

Vücudum birden alev aldı. Sinirlerim hat safhaya ulaşırken koltuğun minderlerini sıktım. Ben de Kuzgun'a ödetmek istiyordum. Çektiğim bunca acının sebebi bir nevi Kuzgun'du da. Kuzgun'un bu dünyada yeri yoktu.

"Yine de," diye söze başladım ama gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. O gün, kızgın demirin sırtıma inişi gözümün önünde canlandı. Bir sonun ve bir başlangıcın ortasındaydım. Duygusallığın hayatımda yeri yoktu artık. Bu dünyada bana çektirilen acılar kimsenin yanına kalmayacaktı ama şimdilik hepsini görmezden gelebilirdim. En azından kendim için bunu yapabilirdim.

Bu yüzden kendimi toparladım ve sözüme devam ettim. "Anladığım kadarıyla istediğin şey onun ölmesi." Beni onayladı. "Bunu nasıl yapacağını biliyor musun?"

Yüzünde hain bir gülüş belirdi. Her şey çoktan planlanmıştı Kuzgun için. Eminim o acı günün ardından, her gün Cesur'u nasıl öldüreceğini planlıyordu. Onu zihninde devalarca öldürmüş olmalıydı, tıpkı benim Kuzgun'u öldürdüğüm gibi.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin