49

42K 2.9K 341
                                    


"Bahar rüzgarı üşengeç kışı sürdü. O parlak bahar yine saadet yayını kurdu."
-Kutadgu Bilig

Tükenmek bilmez bir sabırla bekledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tükenmek bilmez bir sabırla bekledim. Sonsuzluğa doğru akan zaman diliminde kimse gelip gitmedi. İçimi saran müthiş korkuyla dolup taştım. Onu kaybetme korkusu.

Bir şansım daha olsun istedim. Yüz kere onun boynuna sarılabilseydim eğer mutlu bir insan olurdum. Her defasında beni yalnız bırakmasına rağmen, kafamda onu silecek hiçbir kötü düşünceye yer yoktu. İçimdeki sevme gücü uçsuz bucaksızdı.

Cesur elindeki altın kadehle aşkını sunuyordu bana. Yudum yudum içtim. Bu aşkın hiçbir zevkini alamadan tüm cezasına katlanıyordum. Yine de hayatın acı verici yanlarından beni koruyacak tek el, onunkiydi.

Dakikaların geçmesiyle endişelerim de arttı. Neredeyse bir saat olmuştu. Buraya gelirken buranın ne kadar tehlikeli olduğundan bahsedip durmuştuk ama bekçiden başka hiç kimseyi görmemiştim.

Camdan bir süre etrafı izledikten sonra kimsenin olmadığından emin oldum. Arabadan indim. Hava gerçekten berbat kokuyordu. Sanki günlerce havalandırılmamış bir odanın içindeymiş hissi veriyordu.

İçeri girip girmeme konusunda endişelerim vardı. Tolga ne kadarını tek başına halledebilir ya da Cesur ona yardım edecek kadar sağlıklı mıydı? Bütün bu düşünceler kafamda soru işaretleri yaratırken bir ses duydum.

Uzun zamandır işitmediğim bir sesti bu. Tıpkı bir köpeğin hırlamasına benziyordu ama daha kuvvetliydi. Aklımda bir anda beliren düşünceyle tüylerim ürperdi. Bir kurt.

Uzun zamandır iri bir kurt görmemiştim. Kalbim hızla atmaya başladı. Avuçlarım çoktan terlemişti bile. Gözlerimi kapıdan ayırıp arkama döndüm. Sokağın hemen başında bana bakan bir kurt vardı.

Rengi griydi ve benim neredeyse üç katım kadardı. Hırladığında dişleri inci gibi ortaya çıktı. Burun delikleri sürekli koku almak için açılıp kapanıyordu.

Bir adım gerilediğimde hareketimi sanki bir tehdit olarak gördü ve kulaklarını kaldırdı. Ayaklarını tedbirli bir şekilde öne attı. Koşsam bile ondan kaçamayacağımı biliyordum. Konuşsam anlar mıydı?

"Sakin ol," dedim ellerimi öne doğru uzatarak. "Birazdan gideceğim."

Sesimi duyduğunda hırlaması daha da arttı. Bu sese başka bir ses daha eklendiğinde ağlayacaktım. Korkuyordum. Hemen arkasında, binanın köşesinden çıkan iki iri kurt daha belirdi.

Dünyanın en şanssız insanı ben olabilirdim. Çaresizce parçalanmayı bekliyordum. Göz ucuyla arabaya baktım. Çok uzakta değildi. Arabaya doğru bir adım attığımda öndeki kurt bana doğru koşmaya başladı.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin