72/2 Final

53.6K 2.8K 1K
                                        


"Delicesine aşık olmanın hiçbir değeri yok. Gerçek dünyada bir karşılığı yok."
-Karin Tidbeck

"-Karin Tidbeck

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kalbim.. Bir buz parçasından farksızdı. İçimdeki acı ve özlem duygusu öyle ateşliydi ki. Yine de donmuş kalbimin buzları eritecek kadar güçlü değildi.

Gözlerim, o kadar çok karanlıkta kalmıştı ki. Güneşin neye benzediğini unuttum. Çevremdeki insanların nasıl bir yüzü vardı? Gülümsediklerin de kalbim hala ısınmaya devam edecek miydi?

Anlamsız bir dürtüye kapıldım. Sanki içimde hala atmaya devam eden kalp bana ait değildi. Sürekli kabuslarıma giren altın gibi parıldayan yeşil gözler ve bıçak kadar keskin dişler defalarca boğazıma saplandığı halde kabusumdan uyanamadım.

Her gece kabuslarımda doğurdum bebek, kanlar içindeki gözleriyle sabaha kadar beni izliyordu. Güneş hiç doğmuyordu ama o erkenden gidiyordu.

Kabusumdan uyanmak istiyordum ama kendimi her seferinde yerlere serilmiş bir halde buluyordum. Sahi, bu düşünceler beynime akın etmeye ne zaman başlamıştı?

Yavaş yavaş uyanıyor muydum? Uyandığımda ne olacaktı? İnsanlar beni gördüğüne sevinecek miydi, yoksa onları daha da mı hayal kırıklığına uğratacaktım?

Bilincim tekrar tekrar kapandığında, günleri saymayı bıraktım. Belki aylar, belki de yıllar geçmişti ama ben etrafımda dolanan sesleri duymaya devam ettim.

Her biri geri dönmem için dua ediyordu ve ellerini kalbime koyarak, bir ihtimal buz tutan kalbimi ısıtmaya çalışıyordu. Artık, içimin boş olduğunu hissediyordum. Bütün duygu ve düşüncelerim beni terk etmiş gibiydi.

Gözlerimi tekrar açtığımda, evimin bahçesindeydim. Yüzlerini hatırlamadığım ama onları sevdiğimi bir yerlerden hissettiğim insanlar bana ve aileme bakıp gülümsüyorlardı.

Yanımda bir adam vardı ve hemen kucağında küçük bir oğlan çocuğu. Küçücük kollarıyla sımsıkı sarılıyordu adama. Adamın yüzünü hatırlamama rağmen, içimde ona karşı tarif edilmez bir his vardı.

Önümüzdeki masaya baktığımda bunun bir doğum günü partisi olduğunu anlamıştım. Yanımdaki adam konuşmaya başladığında, sesini bir yerlerden hatırladığımı hissettim.

Her gece ve gündüz onun sesini duyuyordum. Sürekli kulaklarımda çınlıyordu. Bizi ne kadar çok sevdiğinden bahsediyordu. Hayatındaki en büyük şansının ben olduğumu söyledi. Buz tutam kalbimin bir köşesi alev aldığında, benim için yabancı olan adam elimi tuttu.

Berrak gökyüzü karardı. Kara bulutlar evimizin bahçesine gölgelerini bıraktığında yanımdaki adam ve çocuk birden yanımdan kayboldu.

Kafamı çevirdim ve onları görebileceğim yere baktım. Çitlerin ardında ormanın girişinde beni bekliyorlardı. Onlara doğru koşmaya başladığımda adam bağırdı. "Dur Aslı!"

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin