"Kendi yolumda ilerleyip ulaşacağım amacıma. Geride kalanların ve duraklayanların üzerlerinden atlayacağım.
Böylece, benim ilerleyişim onların batışları olacak."
- Wilhelm Reich
Güneş doğmaya başladığında ben daha gözümü kapatmamıştım bile. Eğer uyursam, uyanamamaktan ve Cesur'u bir daha görememekten korktum. Bu yüzden bütün gece gözüme uyku girmemişti.Ateş ise bütün gece kapıdaydı ve evi korumayı kendine görev edinmişti. Zamanı geldiğinde eve girecekti ve birlikte düello alanına doğru gidecektik. Onun kapıdan içeri girmesini bekledim ve bir umut Cesur'un beni arayabilmesini istedim.
Bu ev sadece iki oda ve bir salondu. Geniş bir salonu olmasa da benim için ferahtı. Bir mutfağı ve ayrıca bir yatak odası vardı. Mutfağı hiç kullanmamıştım ama birkaç parça eşyam yatak odasında duruyordu.
Dalmış etrafı izlerken bir fısıltı duydum. Benim adımı fısıldıyordu ve o kadar sessizdi ki, galipten sesler duyduğumu düşündüm ve üzerinde durmadım. Aynı sesi birkaç saniye sonra tekrar duyduğumda perdeyi hafifçe aralayıp baktım.
Ateş etrafta gözükmüyordu ve beni böyle sessizce çağırması tuhaftı. Ayağa kalktım ve dış kapıya doğru yürüdüm. Elimi kapının koluna atacakken adımı yeniden duydum ve ses dışarıdan gelmiyordu.
Arkamdaki yatak odasından geliyordu. En son kontrol ettiğimde evde benden başka kimse yoktu. Kendimi korkutmama gerek yoktu. Gidip yatak odasına bakacaktım ve kimsenin olmadığından emin olacaktım. Emin adımlarla yatak odasına doğru yürüdüm.
Kapının kolunu tutup aşağıya indirdim ve yavaşça kapıyı araladım. Karşımda bana çiçek çaylarını veren yaşlı kadını görmeyi beklemiyordum. Gözlerim irice açıldı. "Sessiz ol," diye fısıldadığında ne yapacağımı şaşırmıştım. Buraya nasıl girdiğini merak ettim.
Tam yatak odasına girecekken dış kapı birden bire açıldı. Ateş içeri girdiğinde yatak odasının kapısını büyük bir gürültüyle çarptım. Heyecandan kalbim hızlı hızlı atıyordu.
"Gitme zamanı geldi?" dedi Ateş. En az benim kadar gergindi.
"Şimdi mi?" diye sordum şaşkınlıkla ama Ateş'in garip bakışlarla bana bakmasını hiç beklemiyordum.
"1 saat sonra düello başlayacak," dedi duvardaki saati kontrol ettikten sonra.
Önce yatak odasına sonra Ateş'e baktım. "Tamam, hazırlanıp geliyorum." dedim ama bedenimdeki titreşim dalgalarını hissedebiliyordum.
Ateş bir adım bana yaklaştı ama hemen durdu. Kalbim daha da hızlı atmaya başladı. "Kalbinin sesini duyabiliyordum," dediğinde bayılacağım sandım.
Bir suç üstünde yakalanmak beni öylesine korkutmuştu ki yaşlı kadının yatak odasında olmamasını diledim. "Her şey yoluna girecek," dedi Ateş gergin bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
FantasyMühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı dövmesinin çemberinde dolaştırdım bir tur. "Hissediyor musun?" diye sordum acıyla. "Tam burada koca...