53

44.2K 2.8K 272
                                    




"Ruhum kirlenmeden soluyun beni,
Dinleyin içimle bir soluk verdiğimi."
-Cahit Zarifoğlu

Cesur göz ucuyla Tolga'ya baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Cesur göz ucuyla Tolga'ya baktı. Tolga da bu gergin anda bizi izlemekten pek keyif almıyor gibiydi. Kaşla göz arasında evden çıktı. Elim hala Cesur'un kolunda asılıydı.

"Sorun ne?" diye sordu Cesur. "Burada kalmak istemiyorsan sana gidelim."

Bendeki bu ani değişimi şaşkınlık izliyordu. Dün gece birbirimize dolanan kollar şimdi ayrılmak için can atıyordu ve Cesur bu durumdan zerre kadar hoşnut değildi.

"Sorun nerede kaldığım değil," dediğimde derin bir nefes aldı. Gözleri kapandı. Kolunu hızla parmaklarımın arasından çekti. Omuzları gergindi.

Gözlerini açtı. İçindeki vahşi kurt dışarı çıkmak için geri sayım yapıyor gibiydi. Göz bebekleri iyice büyüdü ve neredeyse sarardı. "Sorun kiminle kaldığın öyle değil mi?"

Göğsü hızla inip kalktı. "Kuzgun'la mı kalmak isterdin? Onun evindeyken de gitmek için bu kadar direndin mi merak ediyorum."

Sesi sert ve şiddetliydi. Cümleler ağzından kurşun gibi çıkıyordu. Beni neyle itham ettiğini ise anlamam biraz geç oldu. Aklında ne gibi senaryolar uydurmuştu bilmiyorum ama "Cesur," dedim sertçe.

"Dün gece neden buradaydı?" diye sorduğundaysa kalakaldım. Ona anlaşmamızdan bahsedebilir miydim? Ne diyecektim? Senden intikam almak için Kuzgun'la anlaşma yaptım mı? Kulağa gerçekten çok saçma ve çocukça geliyordu.

"Sana bunu sormayacaktım. Neden sana dokunduğuyla ilgili soruları kafamdan çıkarmak için çok uğraştım. Ne konuştuğunuzu merak etmemeye çalıştım ama sen," dediğinde sesi yavaş yavaş kısılmıştı. "Sen şimdi gitmek istediğini söylüyorsun. Onun yanına gitmeyeceğini nereden bilebilirim."

Kolları iki yana düştü. Hala sinirliydi ama üzgün olduğunu her halinden görebiliyordum. Kendinde bana hesap sorabilecek hakkı göremediğinden karşımda çırpınıyordu.

"Seninle kalmak için ne yapabilirim?" Bana baktı. İçten bir bakıştı. Umutla cevap vermemi bekliyordu ama bir şey söylemedim. "Hayatımın sonuna kadar uğraşacak olsam da, kendimi affettirmek istiyorum."

"Kimsenin yanına gittiğim yok," diyebildim. Bir yanım sinirlenmek istiyordu. Diğer yanım ise hala suçluydu. "İyileştiğinde gideceğimi söylemiştim."

"Neden?" diye sordu. "Neden gitmek istiyorsun?"

Gülümsedim. Acı bir gülümsemeydi bu. Bana yaptığı her şeyi masaya yatırsam sabaha kadar sandalyenin tepesinde otururduk büyük ihtimal.

"Daha dün, beni göndermek için kırk takla atan sendin. Şimdi karşıma geçmiş yanında kalmam gerektiğini mi söylüyorsun?" Herhangi bir tartışma yaşamak istemiyordum ama bütün geçmişi düşündükçe sinirlenmemek elimde değildi.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin