Zambokuta şehrinde bu gece ışıklar yanıyordu ve bir çok havai fişek fırlatılıyordu. Bugün şehrin kuruluşunun yıl dönümüydü. Zambokuta şehri Hayalet Şehire olan yakınlığı nedeniyle tercih edilen bir şehir olmasa da kendi içinde güzel yanları vardı ve insanlar da bunu seviyordu. Bugün o şehirden Hayalet Şehire gitmek için hazırlanan sadece bir grup vardı.
1 günlük yolları kalmıştı. Fakat Milius şimdiden bitmiş gibi hissediyordu. Çünkü o küçük kız durmadan konuşup duruyordu ve onu rahatsız etmeye devam ediyordu. Şehirde dinlenirken biraz rahatlama şansı olsa da şehirden çıktıkları anda Friza yeniden hiç susmadan konuşmaya başlamıştı. Ve bu Milius gibi bir Ölümsüzü bile yoruyordu.
"Bir kez daha söylüyorum. Beni Öldürme Arzunla bastırabilmen önemli bir şey değil. Ne de olsa Öldürme Arzusu güce bağlı değil ve ne kadar insan öldürdüğün ile ilgili. Hadi! Hadi benle dövüş! Antrenman yapacağız sadece, ciddi bir şey değil."
"Artık beni rahat bırak!"
Milius Friza her böyle uzun konuşmaya başladığında Öldürme arzusunun ufak bir parçasını kullanarak Friza'yı bastırıyordu fakat küçük kız da gittikçe buna alışıyordu ve Milius diğerlerine öldürme niyetinin gerçek formunu göstermek istemiyordu. Bu onun ne kadar kişi öldürdüğünü tahmin etmelerini sağlayabilirdi.
Küçük kız ile de dövüşmek istemiyordu çünkü Suikastçilerle beraber bir yolculuk yaparken her an sırtını kollaması gerekiyordu ve güçlerini diğer suikastçilere göstermek istemiyordu.
Aslında geçen bu bir kaç günde araları baya iyileşmişti. Aida ve diğerleri durmadan onlarla bir şeyler hakkında konuşuyordu fakat Milius onların ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu. Çünkü Friza durmadan konuşuyordu. Sanırım bu yakınlaştıklarını gösteriyordu.
En sonunda Milius Friza'nın konuşmasını başka bir konuya yönlendirdi.
Onun Klanına...
"Senin Klanının adı ne?"
Ardından hemen klanım yok yalanlarını duymamak için Milius Friza'nın bir Klanda doğduduğunu anlamasını sağlayan sebepleri saydı.
"Bu kadar küçük bir çocuk öylece yoktan çıkmaz. Bir Klanın olduğunu biliyorum fakat bu öyle basit bir Klan da olmamalı. Daha 10 yaşında bu kadar yetenekli olmazdın yoksa. Aynı zamanda yürüyüşün de tam olmasa da bir asilin yürüyüşünü andırıyor. Bu da eğitimini yarı da bıraktığını gösteriyor... "
"Evet 10 yaşında olmama rağmen çok yetenekliyim!"
Bütün konuşma içerisinde o sadece kendini öven noktaya odaklanmıştı. Milius iç çekti. Bu o kadar beklenmedik olmamalıydı.
Milius ne kadar ufak bir parçasını kullansa da sahip olduğu öldürme niyeti kendi neslinde eşsizdi. Onun azıcık bir parçası bile binlerce insanı öldürmüş kişilerin öldürme niyetinden daha yoğundu. Milius'un öldürme niyeti farklı bir şekle bürünmeden kullanabileceği en yüksek öldürme niyeti bu kadardı. Bu yoğunluk her insan için sınırdı.
Fakat Friza bu yoğun baskıya her saniye daha çok dayanıyordu. Milius bu yüzden onun çok yetenekli olduğunu anlamıştı.
Friza başını eğdi ve yüzünde hüzünlü bir ifade yerleştirdi. Bu ifade Onun her zaman şakacı ifadesine ters düşüyordu. Milius neler olduğunu anlamıştı fakat anlamadığı böyle büyük bir klan yok olurken o nasıl fark etmemişti?
Friza da asıl sorunun bu olduğunu anlamıştı. Doğrudan nedenini söyledi.
"Benim Klanım Xia Şehrindeydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
خيال (فانتازيا)Bir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...