Bölüm 131: Yalnız Bir Avcı (4)

656 99 8
                                    

BOOOOOOMM....!!!

Büyük bir patlama oldu. Hayalet Şehire kadar ulaşan bir delik Arkhes'e yapılan saldırıdan ortaya çıktı. Bu çukurun büyüklüğü tek kelimeyle devasaydı.

Patlamanın ana merkezinde yüzlerce metre alanın kaplıyordu. Ve çekirdek bölge, yani saldırının yapıldığı bölge en yoğun tozlara ev sahipliği yapıyordu. Tozlar aniden dağıldı. Ve 4 kişiyi ortaya çıkardı.

Milius'un kılıçları birbirine bir kaç santimetre hizalı duruyor, Luis'in eli ise boşlukta öylece açık kalmıştı. Ian da boşluğu tutmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Oysa ki onun elleri iki ayağı yakalamaya çalışıyordu.

O anda Luis başını kaldırdı ve kafalarının üzerinde ki Arkhes'e baktı. O an gözlerine inanamadı.

"İmkansız!"

Arkhes arkasında bir yılan gibi deri yığını bırakmıştı. Şimdi derisi parlayan bir beyazdı. İki kolu da tamamen su ile kaplanmıştı ve kolunda ki su kaplı yerler birbirlerine gelgit dalgaları oluşturuyordu.

Ayakları tamamen toprak ile kapanmıştı. Öyle ki dizlerine kadar. Hareket etmesi zor gibi görünse de Arkhes bunu inkar edercesine zıplamış ve onların saldırısından kurtulmuştu.

Gözlerinde alevler yanıyordu. Eskiden bunun savaş arzusundam olduğunu düşünebilirdiniz fakat şimdi, şimdi gerçekten onların içinde gözbebekleri kızgın bir alevle tutuşmuştu.

Arkhes'in sırtında rüzgardan iki küçük kanat oluşmuştu. Gerçekten onların uçma konusunda işe yarayıp yaramayacağını kimse bilmiyordu.

Arkhes'in saçları şimdi tamamen simsiyah olmuştu ve hava da dalgalanıyordu. Karanlık ile iç içe geçmişti. Vücudunun bazı parçaları boşlukta kayboluyordu. Ve geri geliyordu.

Fakat bütün bunlara rağmen Luis'in dikkatini çeken ilk şey bu değildi.

'Bütün yaraları kaybolmuş!!'

Luis 10 dakikadan fazladır Arkhes'i dövüyordu ve diğerleri de onunla dövüşmüştü. Şimdiye kadar oluşan yaralarla ölmesi gerekirken sınırlarını mı aşmıştı?!

Böyle bir şeyin başlarına gelme ihtimali yüzde kaçtı?

Fakat sonrasında gördükleri Luis'in asıl imkansız olan şeyi fark etmesini sağladı.

Arkhes'in görünüşü.... Luis tarafından tamamen doğru bir şekilde algılanmıştı.

Milius zaten göremiyordu ve Ian'ın da başı toprağın içerisindeydi. O sadece toprağın titreşimlerini kullanarak Arkhes'in yerini bulmuştu. Onun nasıl göründüğünü bilmiyordu.

O an Arkhes hava da döndü ve başı yere doğru, Ian'a doğru baktı. Ve ardından iki ayağı ile onlar farkına bile varamadan iki yanındaki 7 Büyük Gücün Lonca Ustalarına vurdu.

PAAATTT.....!!!!

BOOOMMM!!!

Milius ve Arkhes iki uzak tepeye çakılıp içine gömüldüler. Artık bu çevrede havaya uçurulacak tepe bırakmamaışlardı.

Ve Arkhes o an başı eğikken gözleri ile Ian'ın olduğu noktaya odaklandı. Ian topraktan başını merakla çıkardı ve o an kırmızı gözleri gördü.

"Siktir!"

Arkhes'in gözlerinden lazer misali alevler çıktı. Ian son anda tehlikeyi fark edip yan tarafa kaçmış olsa da omzundan ayağına kadar Alev derin bir yara izi oluşturmuştu. Çok derin ve çok da acı verici görünüyordu. Arkhes'in alevleri kaybolduktan sonra bile bu yaranın üzerinde ki Kırmızı ateşin izi kaybolmamıştı.

7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin