Bölüm 105: Hayaletler

739 117 16
                                    

Ay düşmüş güneş yükselmişti. Çok derin olmayan mağaranın içerisinde kemikleri tutulmuş biri vardı. Milius olduğu yerden kalktı ve mağaradan çıktı. Daha fazla böyle uğraşmak istemiyordu. O yüzden eğer Arkhes hala etraftaysa onunla savaşacaktı.

Önceden bile Arkhes'i yenebileceğine dair kendine güveniyordu. Şimdi ise Aydınlığın Efendisi 6. Evreye ulaşarak kendinden daha emin olmuştu. Yine de bunun savaşa çok büyük bir etkisi olmayacağını biliyordu. Çünkü 7 Element Avcısı ile savaşırken elementlerle dövüşmek pek de akıllıca bir hareket değildi.

"Ben gidiyorum." dedi Milius ve arkasını dönüp geri 7 Büyük Güç Loncasına doğru yürümeye başladı.

"Hayır! Hayalet Şehre gitmeliyiz!!" diye bağırdı Friza. Hemen uzandı ve Milius'un koluna yapıştı. Ne kadar da acınası. Milius onu görmezden geliyor, Normal bir şekilde yürümeye devam ediyordu. Bu durumda Friza da ayakları ile yere saplanıp Milius'u durdurmak istiyordu. Fakat Milius öylece yürürken Friza da toprağı eşeleyip onunla beraber Lonca yoluna doğru gidiyordu.

Fiziksel güç konusunda Friza'nın Milius ile aşık atması mümkün bile değildi.

"Hadi ama! Arkhes de oraya gidiyor. Arkadaşlarına yardım etmek istemez misin?" diye söylendi Friza. Ayak tabanlarının yandığını hissettiğinde yerinde sıçradı. Fakat Milius yürümeye devam ettiğinden dolayı dengesini kaybetmiş ve sırt üstü düşmüştü.

"Biz bütün Lonca Ustalarına bu görevi verdik. Sizin iç çatışmalarınız bizi ilgilendirmiyor. Yapmak zorundasın."diye söylense de Milius hiç oralı değildi. O da Friza'ya cevaben konuştu.

" Hiçbir şey yapmak zorunda değilim ve sizin ne düşündüğünüz de benim umurumda değil. "

Friza beynini tüm kapasitesi ile zorladı. Fakat Milius'un ilgisini çekebilecek çok az şey olduğu gibi o şeylerin hiçbiri de onda yoktu.

"Uzay ve Zamanın Efendisi de orada. Ya onu bulamazlarsa? Hem uzun zamandır uyuyorsun. Bir süre birileriyle dövüşerek bedenini uyandırmak istemez misin?"

"Hayır, istemem."

Neden istesin ki? Birileri ile dövüşmek için bolca zamanı olacağını biliyordu. Gereksiz dövüşlere girmeye gerek yoktu.

O an Milius durdu.

"Yine de Arkhes ve Hayalet Şehrin şu anki durumu üst üste geldiğinde diğerlerine ağırlık yapabilir. Bir şey yapmayacak olsam da durumun nasıl olduğunu öğrenmek için Hayalet Şehre gitmem gerekiyor." diye konuştu Milius ve Friza'yı olduğu yerde suskunlaştırdı.

Friza bu adamı öylece ikna edemeyeceğini anlamış ve pes etmişti. Fakat o kendi kendine konuşarak gelmeye karar vermişti. Madem benim düşüncemin hiçbir önemi yoktu, neden geldim buraya?! Neden Arkhes tarafından az kalsın öldürüleceğim bir duruma sürüklendim? En başında anlamalıydı. Milius'un düşünceleri öyle herkesin değiştirebileceği şeyler değildi.

Milius Loncaya gidince yapacağı bir şey olmayacağını bildiği için Hayalet Şehire gitmek istiyordu. Kendine verilecek tepkiyi umursamıyordu ama eğer Arkhes küçük kıza Xia Şehri hakkında bir şeyler söylerse bu sefer Friza gerçekten dağılabilirdi.

Arkhes açıkça çok fazla şey biliyordu. Milius'un Hayalet Şehre gitmek istemesinin Asıl sebebi ne gözlem ne de başka bir şeydi. Arkhes daha fazla konuşmadan onu öldürmek istiyordu.

Milius Friza'nın gözlerine baktı. Bu saf gözler böyle bakarken Milius en azından bir süre daha onun böyle kalmasını istedi. Elizabeth gibi olmasını isterdi. Klanında huzur içinde ailesi ile yaşayan küçük bir prenses.

7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin