Hayalet Şehirde büyük bir kargaşa vardı. Hayatta kalan insanlar olabildiğince buradan kaçmaya çalışıyordu. Aralarında eğitim için buraya gönderilenler ve ölmesi için gönderilenler de vardı.
Şimdi fırsatını bulan düşmanını öldürüyordu. Bu kargaşanın içerisinde herkesin ölme ihtimali vardı. Hayatta kalmak istiyorsan hiç olmadığın kadar dikkatli olmak zorundaydın.
Şehirin dışında bir dağın tepesinde yeşil saçlı bir genç vardı. Yeşil saçları sağ gözünü kapatsa da esen rüzgar saçını dalgalandırırken Yeşil halkalarla kaplı gözünü saklamak mümkün değildi. Karşısında ki siyah boşluk her an onu emebilecekmiş gibiydi.
Luis ter içindeydi ve kendini çok sıkıyordu. Çünkü korkuyordu. Önündeki kara delik durmadan dalgalanıyordu. Ve her an kontrolden çıkıp Luis'i emip yok olabilirdi. Luis bundan korkuyordu.
10 dakika olmuştu. 10 dakikadır bu durumdaydı ve yüzü o kadar beyazlamıştı ki sanki ruhunu vermişti. Enerji üzerinde kontrolü inanılmazdı. Luis Enerji Avcısı olarak böyle mükemmel bir yeteneğe sahipti fakat yeterli değildi. Luis daha çok zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu.
Aniden saçı geriye savruldu ve Luis'in sağ gözü ortaya çıktı. İç içe halkalar göz bebeğine kadar iniyordu. Göz bebeğinde tekrar yeni halkalar olsa da bunlar göz akındaki halkalardan bağımsızdı. Yeşil halkalar aniden parladı ve Luis haykırdı.
"Karius'un Kader Çarkı!!"
Yeşil halkalar parlarken Siyah Boyut iyice düzeldi. Luis derin derin nefes aldı. İşte bu sahip olduğu gözün gerçek adıydı. O bir Kader Çarkıydı!
Bu Uzay ve Zaman üzerinde ki Yegane kontrole sahip Taosal Biyolojik Yetenek, Karius'un Kader Çarkıydı!
Luis kontrolü düzgün tutmak için Enerji Avcısı yeteneklerini ve Kader Çarkını en iyi şekilde kontrol etmek zorundaydı.
***
Milius ayakta duruyordu. Ne herhangi bir bükük duruşu ne de zayıf bir hali vardı. Oysa ki göğsünde kendini iyileştirmeye çalışan büyük bir deliğe sahipti ve sağ gözü onun kontrolü dışında Öldürme arzusuna şekil verip evrim geçirtiyordu. 1 Milyar Öldürme Arzusu olduğunda evrim tamamlanmış olacaktı. Milius'un kalbinin üzerinde ki sembol tamamlanmış olacaktı.
"Nasıl böyle bir duruma düştüm?"
Milius bu zamana kadar hep Öldürme Arzusunu kontrol edebilmişti. 900 Milyon da iken bir evrim mümkün değildi fakat şimdi Ölümsüz Yin gözü kontrolden çıkarak Titanı emmeye başlamış ve onun içinde ki 100 Milyon ruhu da Milius'un içine aktarıyordu.
Milius hareket edemiyordu. Buradan başka bir noktaya hareket edemediğinden savunması çok düşük gibi görünüyor olabilirdi fakat Milius hiçbir yere hareket etmeden de buradaki herhangi bir insanı yenebilirdi. Bu bölge de kimse olmasa bile.
Tabii ki de bu durumu da sonsuza kadar devam edemezdi.
"AAAHH!!"
Milius acı içinde haykırdı ve hızlıca eliyle kalbini tuttu. Aniden gelen acı hiç tahmin edemeyeceği kadar ızdıraplıydı. Milius Acıyı kontrol edebilir ve onunla insanlara işkence edebilirdi fakat bu acı onun için çok fazlaydı. Kalbini tutması ile yere düştü. Hareket edebiliyordu. Fakat şimdi bunu nasıl yaptığını düşünecek zamana sahip değildi.
Acı kalbinde sarmalanıyor ve şekilleniyordu. Bedenine vuran soğukluğu hissedebiliyordu. Bütün kıyafetleri paramparça olmuştu. Etrafında sadece Ölümsüz Yin şeklinde dönen Öldürme Niyeti vardı. Bir hortum ise Titanı neredeyse tamamen yok etmişti. Milius çığlıklar atmaya başladı. Onun çığlıkları sustuğundaysa kalbinden çığlıklar yükseldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasíaBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...