Milius yüzünde ki gülümseme ile karşısında ciddi yüz ifadeleri ile ona bakan 7 adama bakıyordu. Milius'un bir elinde Xalion vardı ve cübbesi esen soğuk rüzgar yüzünden dalgalanıyordu. Fakat 7 kişi ne kadar ciddi duruyor olsa da Milius onların aksine çok daha sakindi. Sağ gözünde olan Ölümsüz Yin Ölüm Tao'sunun derinliklerini ortaya çıkarıyordu. Bu his yüzünden de diğer 7 adam kendilerini tetikte olmaya zorluyordu.
O an Milius'un yüzünde ki gülümseme büyüdü ve büyük bir sırıtış şeklini aldı. Onun yüzünü gören diğer 7 kişinin de yüzünü buruşmuştu.
"Neden hala beni yenebileceğinize bu kadar güveniyorsunuz?! Sadece 13 yaşında küçük bir çocuk olduğum için mi? Eğer bunun içinse üzgünüm fakat siz beni tatmin etmeye yetmezsiniz. Ben tamamen şehri yok edeceğim! "
7 kişi bu sözlerden dolayı iyice çirkinleşmişti. Bu 13 yaşında ki çocuk o kadar kendini beğenmişti ki hala bu 7 2. Nesile karşı koyabileceğini düşünüyordu. Sıradan bir 2. Nesil bile sadece 6 aydır gelişim yapan birine karşı koyabilirdi. Hatta 9 yaşında bir veliaht bile bunu rahatlıkla yapardı. Ne de olsa onlar çok daha uzun zamandır gelişim yapıyordu. Aradaki tek sorun bu 3. Nesilin çok fazla güce sahip olması ve 2. Nesilin soy hatlarının çok incelemesiydi. Bu yüzden onlar sadece uzun gelişim yılları ile meydan okuyabiliyorlardı.
O an bir anda şehirin etrafından sayısız aura yükselmeye başladı. Bir çok yoğun aura dalgası gökyüzüne yükseliyordu ve kendini belli ediyordu. 7 kişi şaşkındı fakat Milius bile neler olduğunu anlayamamıştı. Bir anda yükselen bu auralardan ona karşı tehdit edici bir iz vardı. Bu auralar açıkça Milius içindi.
"Neler oluyor?"
7 kişi bile neler olduğunu anlayamamıştı. O an önce bir binanın tepesinden bir genç çıktı. Ardından başka bir binanın daha ardından başka bir bina ve bir bina ve......
Her binanın üzerinde sayısız kişi belirmeye başlamıştı. Bunların her biri 13 yaşında gibi görünüyordu. Her biri ciddi bakışlara sahipti ve Milius'u öldüreceklerini söylüyor gibi görünüyorlardı. Milius soğuk bir nefes aldı. Ve 7 kişi ise inanılmaz bir şok içerisindeydi. O küçümsedikleri 3. Nesilin içerisinden şimdi inanılmaz boğucu ve yoğun bir aura yükseliyordu. Ve bunun tek sebebi de onların sayısıydı!
"Burası bizim de şehrimiz."
7'li arkalarından gelen sesten dolayı irkilmişti fakat hemen başlarını çevirdiler ve sayısız genç ile onlara bakan sarı saçlı genci gördüler. Yüzünde ciddi bir ifade vardı ve bu savaşı ele almaktan hiç korkmuyor gibi görünüyordu. 7 kişi bu bakışları ister istemez takdir etti. Ne de olsa bu bakışlar 13 yaşında birine aitti. Sayısız yılını savaşta geçirmiş bir generala değil.
"Biz ne kadar sadece 6 aydır gelişim yapıyor olsak da sayımız sizin aksinize çok daha fazla. Şehrimize bu gence vermemek için elimizden geleni yapacağız!"
Sarı saçlı genç kararlı bir şekilde konuştu. 2. Nesil üyeleri diğer 3. Nesillere bakarken onların ne kadar kararlı ve ciddi olduğunu gördüler. Her biri bu şehirde doğmuş ve bu şehire borçlu olan kişilerdi. Tabii ki de birisi şehiri yok edeceğini söylediğinde o kişiye karşı duracaklardı. Bu kişi bir Ölümsüz olsa bile bu önemli değildi.
Ama onlar çok da fazla endişelenmiyorlardı. Ne kadar bu genç adamın gücü çok fazla olsa da o hala 6 aydır gelişim yapan birisiydi. Bu kadar çok 3. Nesile karşı koyamazdı.
"Teslim ol! Bize karşı koyabileceğini düşünmen bile senin için bir hata olacak!"
Onlar konuşuyordu fakat Milius'un onları duyar gibi bir hali yoktu. O tamamen sakindi ve sıradan bakışlarla çevresini sarmış olan insan sürüsüne bakıyordu. Milius'un yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Siyah cübbesi rüzgarla dalgalanırken hava çoktan kapanmıştı. Yakın zamanda yağmur yağacak gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasyBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...