Milius'un Daniel ve Julian'ı eve getirmesinden bu yana bir gün geçmişti. İkiside kendine gelememişti. Miranda ise onları yatağa yatırmıştı. Milius daha fazla onları beklemesine gerek olmadığından evin bahçesine çıkmış ve sahip olduğu güçlerini anlamaya çalışıyordu.
Bahçenin 3 tarafı çiftlerle çevriliydi. Bir tarafında da ev vardı. Bahçe tamamen çimenlerden oluşuyor ve sadece ortasında bir meşe ağacı bulunuyordu. Bahçe 20 metre genişliğindeydi.
Şu anda Milius bahçenin ortasına oturmuş ellerine bakıyordu. Ellerine bakınca geçen günkü saldırıyı nasıl yaptığını hatırladı.
"'SENİ ÖLDÜRECEĞİM!!
SONSUZ DÖNGÜNÜN IŞIĞI!!!"'
Milius o an nasıl bu hamleyi yaptığını anlamamıştı. Yine de söylediklerini net bir şekilde hatırlıyordu.
"Karanlığın Efendisi ve Aydınlığın Efendisi...... Eğer José'nin dediği doğruysa Easterr'ın Aydınlığın Efendisi olması gerekiyordu. Peki ben nasıl onun gücünü aldım?" dedi Milius. İki eline bakarken sağ elinde karanlık oluştu . Sol elinde ise aydınlık. Beyaz ve Siyah iki elinde duruyordu.
" O an hiç düşünmesem de yaptığım saldırı fazla tehlikeli idi. Eğer Ölümsüz olmasaydım kesinlikle ölmüştüm. Daniel ve Babam o saldırıdan nasıl kaçtı peki? Daniel daha güçlerini yeni aldı. O saldırı kullanıcısını bile öldürecekken onun kaçması saçmalıktı. O da benim gibi her şeyini kullansa bile o saldırıdan kaçamazdı. Onu babam kurtarmış belli ki. Görünenlerin tek mantıklı açıklaması babamın da güçleri olduğu ve bu felaketten önce de onun bu güçlere sahip olması. Aynı José gibi. "
Milius ayağa kalktı ve ellerini birbirine vurdu. Üstünde bir şey yoktu altında ise uzun bir eşofman vardı.
" En azından onlar kalkana kadar çalışmaya başlayayım. Babamdan neler döndüğünü öğrendiğimde ve gücümü anladığımda eğitimimi değiştiririm. "
Hiç belli olmasa da Felaketten sonra vücudu çok daha güçlenmişti. Normal bir insandan daha güçlüydü.
Bir süre diğer vücut geliştirme şekillerini kullandıktan sonra yere bağdaş kurarak oturdu. Şimdi güçlerini anlamaya çalışacaktı.
Milius iki elini kendine doğru çevirdi sonrasında ise işaret parmağı dışında diğer parmaklarını kapattı. Bir anda sağ elinde Karanlığın siyahı belirdi. Sol elinde ise Aydınlığın Beyazı.
Milius önce sağ işaret parmağı ile toprağa dokundu. Karanlıkla kaplı parmak toprağa değdiği anda toprak zehirlenmiş gibi yok olmaya başladı. Yeşil ortam bir anda simsiyah olmuştu. Annesinin ona camdan öfke ile baktığını gören Milius hemen 2. Plana geçti ve sağ elini çekip sol elini dokundurdu.
Aydınlık parmak toprağa değdiği anda toprak eski haline dönmeye başladı. Milius toprağın biraz daha güzel olması ve annesinin mutlu olması için gücü biraz daha arttırdı.
Milius'un gücü arttırması ile normal meşe ağacının bazı yerlerinden yeni dallar çıkmaya başlamıştı. Yapraklarından yaprak çıkıyordu. Resmen ağaç mutasyona uğramıştı.
Milius annesinin bakışlarını üzerinde hissedince o tarafa baktı. Annesi ona 'O ağacı düzeltmeden buraya gelirsen ölürsün.' anlamına gelen bir işaret yaptıktan sonra Julian ve Daniel'e bakmaya gitti.
Milius iki parmağını da yerden çekti ve düşünmeye başladı. Düzeltmek kolaydı fakat bunu düzgün bir oranda yapmak istiyordu.
Milius aklına gelen fikirle iki eline yere koydu. Gücü ellerinden yere akarken bahçenin bir tarafı kuruyor bir diğer tarafı ise büyük bir hızda yeşeriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasíaBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...