Ian ve Wu Liu hemen şifahaneye götürüldü. İkisinin de yaraları ağırdı ve Ian diğer dövüş için hazır olmalıydı. Yine de kimse onlar için endişelenmiyordu. Soylular buraya elleri boş gelmemişlerdi. Her İmparatorluğun en iyi Şifacıları bu turnuvaya gelmişti ve turnuva da bir aksilik olmasını engellemek için geçici bir süreliğine Turnuva Katılımcılarına bakacaklardı.
Ian bu dövüşü kazanmıştı ve Yarı Finallere çıkmıştı. Bu dövüşte sonra ise bir çok insan çok daha heyecanlanmıştı. Bu turnuva ilk yapılacağında 7 Büyük Güçden birinin burada çıkmasının imkansız olduğunu düşünüyorlardı fakat şimdi böyle bir şeyi düşünmeye cesaret edebilirler miydi?
Her birinin gözü diğer katılımcılardaydı. O an Milius cübbesini çıkarmanın ne kadar iyi bir karar olduğunu bir kez daha anlamıştı.
"Çeyrek finallerin 2. Karşılaşması!!!! Hera Eria VS Condrad Rean!!!!"
Hera ve Condrad sahanın uçlarına geçti ve dövüş başladı. Kral Eria büyük bir heyecan ve umutla kızını seyrediyordu. Kızı canavarların arasına girmişti ve çeyrek finale kalmıştı. Eğer Milius'un dövüşü kazanma ihtimali olmasaydı Kral Eria Hera'nın kazanıp kazanamayacağını umursamazdı ama şimdi Milius vardı ve bu ona çok tehlikeli bir baskı bindiriyordu. İçinden sayısız kere Milius'un potansiyeli düşük birisi olmasını diliyordu. Çünkü eğer Milius Hera'dan çok daha güçlü ve büyük bir potansiyele sahipse Eria Krallığı, İmparatoru kışkırtmanın bedelini ağır bir şekilde ödeyecekti.
Hera ve Condrad birbirlerine doğru koşmaya başladı. İkisi de kaşlarını çatmıştı ve birbirlerini yenmek konusunda kararlı görünüyorlardı. İkisi de çok soğuk insanlardı. Condrad Karanlık Özniteliğe sahip birisiydi ve bu onun için biraz daha normalleşiyordu. Peki ya Hera? Bu kızın özniteliği kesinlikle karanlık değildi ve bu kız içten içe derin bir öldürme niyeti yayıyordu.
Hera ve Condrad ortada buluşurken Hera Kılıcını çekti. Onun aksine Condrad ise sadece ellerini uzamıştı.
"Çelik Zehir Parmaklar 4. Evre!!"
"Gökkuşağı Dansı!!!"
Condrad ve Hera'nın attığı haykırış ile birbrileri arasında ki mesafe bir metreye düştü. Hera'nın bedeninde gökkuşağı parıltısı göz kamaştırırken o parıltı yavaşça hareket etti ve kılıca girdi. Aniden Hera kılıcını çevirdiğinde kılıcın arkasından bir gök kuşağı izi çıkmıştı.
Hera'nın yaptığı şey açıkça Condrad'ın parmaklarını kesmekti. Böylece Condrad çelik zehir parmakları kullanamayacaktı ve Hera da onu pes edecek duruma getirerek dövüşü bitirecekti. Kısa ve öz bir plandı fakat açık ara fazla kolay bir kazanmış biçimiydi.
Condrad aniden döndü ve eli ile kılıcı tutmaya çalıştı. Parmaklarından yeniden o sıvı damlıyordu. Fakat Hera bu sıvıdan korkmuyordu. Kılıcının Condrad'ın parmaklarını kesip geçeceğini düşünüyordu ama o Condrad'ın yüzünde ki sakinliği gördüğü anda bir kez daha Gökkuşağı dansı ile parmaklardan kurtuldu ve Kılıcını direk olarak Condrad'ın kafasına savurdu. Bu kadar kısa bir süre de bu dövüş son noktaya yaklaşmıştı.
O an Nesus'un ağzından tek bir kelime çıktı.
"Aptal!"
Hera'nın kılıcı Condrad'ı geçip gitmişti. Condrad saldırının hzıına rağmen saldırıdan eğilmiş ve kurtulmuştu. Onun inanılmaz garip ve hızlı refleksleri bir kez daha dövüşe mudahale etmişti.
Ama Hera'nın durumu çok kötüydü. Çünkü Condrad'ın eli Hera'nın kılıcına yaklaşıyordu. Ve grimsi parmaklarının ucunda göz kamaştırıcı bir sıvı herkes tarafından açıkça fark ediliyordu. Bu çelik Zehir Parmaklardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasyBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...