7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ

Bölüm 49: Final Dövüşü

İmparatorluk Şehrinde şehrin ortasında büyük bir bina vardı. Bu bina aslında çok güzel bir bina olsa da bu bina hiçbir soyluya özel değildi. Bu bina açıkça hastaneydi. Bir çok Klan ya da Lonca bu binayı almaya çalışmış olsa da Aris ailesi bu bina konusunda çok ciddiydi ve kimseye vermeye niyetli değildi.

O sırada ise önemli kişiler için hazırlanmış olan hastane odasında kırmızı saçlı ve gözlü kusursuz bir buruna ve yüze sahip olan bir kız vardı. Bu kızın yüzünde ciddi bir ifade vardı ve görünüşe göre düşünüyordu. Ama onun yere bakarken gösterdiği düşünme tarzı onun ne düşündüğünün anlaşılmamasına sebep oluyordu.

Aida her zamanki gibi göz kamaştırıyordu. O 2 Yıl önce de zaten çok güzel bir kızdı fakat Efendi olması ile beraber tamamen çehresi ve aurası değişmişti. Onun ateşli aurası bir çok erkeği baştan çıkarıyordu ama hiç kimse ona karşı bir hamle yapmaya cesaret edemezdi. Aida Alevlerin Efendisiydi ve bugün Eria Turnuvasının Finallerine çıkarak ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamıştı. Herkes onun tembel olduğunu söylemişti. Yöneticilerin hepsi onun kaybedeceğinden emindi ve kararlıydılar. Hatta bu yüzden Aida'ya karşı çıkmaya bile cüret etmişlerdi fakat Aida onları ne o zaman ne de şimdi umursuyordu. Onlar sadece 1,5 yıl önce onu özel bir volkanın önünde bulmuşlardı. Aida o günü çok iyi hatırlıyordu. Hayır! O gün sanki bugündü. Asla unutamayacağı en önemli gündü o gün! O gün ailesi olarak gördüğü biri ölmüştü. Aida o gün büyük bir savaşa girmişti fakat ne o gün ne de bu gün o kişiden güçlü olduğundan emindi. Ama artık pes etmeyecekti. Aida yumruğunu sıktı ve yatağının kollarını tuttu. Bu sefer kararlıydı!

"Kaybetmeyeceğim!! Kaybedemem!!"

"Neden kazanmak konusunda bu kadar kararlısın?"

Aida aniden bir ses duymuştu ve bu bir erkek sesiydi. Bir erkeğin Aida gibi güzel bir kızın hastane odasında olması hiç uygun bir şey değildi ve aynı zamanda Aida böyle şeylerden nefret ederdi. Normalde hemen Alevlerle kaplanması ve konuşan kişiyi öldürmesi gerekiyordu fakat bunu yapmadı ve o kahverengi saçlı ve gözlü yakışıklı surata baktı.

"Daniel..... Burada olmamalısın."

"Hiç bir şeyin farkında değil misin?"

Daniel ısrarla cümlesine devam etti ve Aida'yı konuşturmaya çalıştı. Aida ise sadece başını öğe eğmiş ve yumruğunu sıkmıştı. Fakat bakışları sakindi. Ve bu kendisi ile çelişmesine sebep oluyordu.

"Eğer bahsettiğin konu Milius'un kendi kontrolünde olmaması ise evet farkındayım. Turnuva başlangıcından farklı bakışları var. O zamanlar sanki....... Sadece cevap arıyormuş gibi görünüyordu. Şimdi ise öldürmek istiyor. Daha çok! daha güçlü!! En güçlü olmak gibi bir niyeti var gibi görünüyor. "

Daniel ise gölgelerin olduğu yerde fazla bir şey söylemek istemiyordu fakat Aida'nın iyiliği için bunları söylemeliydi. O Milius'un en iyi arkadaşıydı. O uzun bir süre sürüsü ile kalmış olsa da hala en yakın arkadaşı hakkında bir çok şey biliyordu. Ve şu an onun bildikleri çok önemli bilgilerdi.

"Bu turnuvaya devam etmemelisin Aida."

Aida Daniel'in sözlerinden dolayı bir saniyeliğine olduğu yerde dondu fakat ardından yeniden kafasını kaldırdı ve Daniel'e baktı.

"Katılacağı-"

"Bunun riskli olduğunu bilmelisin! Milius şu anda kendinde değil ve sen bütün gücünü Ian ile olan dövüşte gösterdin. Önemli olan kaybetmen değil. Ölebilirsin! Sadece bunu sana söylemek için gelmiştim ama zaten bu umurunda gibi görünmüyor."

"O zaman bir daha ki karşılaşmamıza kadar Aida..."

Daniel arkasını döndü ve kapıya doğru ilerledi. Onun buraya gelmesinin tek sebebi Aida'ya bir iyilik yapmaktı. Ne kadar Aida ona kötü davranmış olsa da Daniel onun diğer Köken Vampirler gibi olmadığını anlamıştı. Artık Aida'dan nefret etmiyordu ama hala Köken Vampirlerin kokusuna dayanamıyordu. Bu yüzden o daha fazla konuşmak istemedi ve hastane odasından ayrılmaya çalıştı fakat o an bir el kıyafetinden yakalamıştı. Daniel şaşkın şaşkın kıyafetinden çeken ele bakarken Aida'nın yüzünü gördü. Biraz kızarmıştı ve Daniel bile neden kızardığını anlayamıyordu. En sonunda Alevlerin Efendisi ile alakalı bir şey olduğuna karar verip Aida'yı bekledi.