Bölüm 108: Etherion

810 108 16
                                    

Aida ve diğerleri hızla şehire girmişti. Sairai'nin uyarısı ile çok dikkatli davranıyorlardı. Çünkü bu bölgelerin tamamen güçlünün hayatta kaldığı bir bölge olduğunu söylemişti. Her saniye kan vardı. Her saniye birileri birbirini öldürmeye çalışırdı. Sesleri iyice dinlersen Hayalet Şehirin içinden sayısız çığlığın yükseldiğini duyabilirsin. Burada gece bile sessiz geçmezdi.

Bu Sairai için muazzam bir potansiyel oluşturuyordu. O Sessizlik Tao'su ile yürürken bile hiçbir ses çıkarmıyordu. Kalp atışı yoktu. Ya da en azından Aida ve diğerleri bunu duymuyordu. Onlara göre bir savaşta Sairai'yi öylece yenemezdiniz. Ve böyle gürültülü bir alanda onun sesini duymak imkansızdı.

Bu yönden bakarsanız Condrad Sairai'nin asıl düşmanıydı. Çünkü onun refleksleri sese göre hareket etmiyordu. Yani Turnuva da Sairai'nin hareketlerini engelleyebildiğine göre sese göre değildi.

Belki de Sairai Condrad ile dövüşmeseydi bir sonraki tura çıkabilirdi.

"Sizden önceleri, bir çok sefer Hayalet Şehiri eski haline getirmeye çalıştık. Buraya gelmeden neler olduğunu biliyorduk. Sizi buraya ne olduğunu anlamamıza yardım edin diye çağırmadık. Biz yeterince güçlü olmadığımız için çağırdık." dedi Sairai. Taors ve diğerleri de onu başarıyla onayladı. Onlar bu şehirde doğmuştu. Aileleri burada ölmüştü ve hayatta kalmak için birbirlerine muhtaç olarak yaşamışlardı. İlk olarak Taors bu şehirden nefret edip kaçmadan önce dış dünya gibi bir yerin olduğunun farkında bile değillerdi. Burası doğup büyüdükleri yerdi. Burayı daha yaşanılabilir bir hale getirmek istiyorlardı. Tıpkı doğdukları zamanki gibi.

"Hayalet Şehir doğal olaylarla meydana gelmiş bir bölge değil. Burası birisi tarafından bu hale getirildi." dedi Denzel. O her zaman gülen samimi ve eğlenceli bir figürdü fakat şimdi çok ciddi bir ifadeye sahipti. Bu şehrin tehlikesinin farkındaydı. Ve sadece şehrin değil, onların yapmak üzere oldukları şeyin risklerinin de farkındaydı.

Hayalet Şehir hakkında bir çok insan, bu bölgenin doğa olayları ile bu hale geldiğini düşünüyordu. Hiçbiri yanıldığını fark etmedi. Hiçbiri asıl sebebi de önemsemedi.

Aida, Ian ve Raim de bu şekilde düşünüyordu. Çünkü basitçe bu yavaş yavaş gelişen bir şeydi ve şehir ağırdan Habis Enerjiye maruz kalmıştı. Bu da dışarıdan gelen insanların bunu doğal bir şey sanmalarına sebep olmuştu.

Kimse de gelip neler olduğunu araştırmadı. Çünkü bunu yapmaları için bir sebepleri yoktu. Fakat her şeye rağmen o kadar insanın bulunduğu bir şehirde nasıl olur da kimse araştırma yapmazdı? Sairai ve diğerleri neler olduğunu anlamak isteyen kişilerden bir kaçıydı sadece. Fakat onlar asıl cevabı bulmuştu.

"Hayalet Şehirin içinde çok eski olmayan bir klan var. Sadece 14 yıllık olsa da şimdi sahip oldukları güç İmparatorluk Şehrinde ki bir çok Klandan daha fazla. Şu anda onlar şehirde ki tek klan. Çünkü hayatta kalabilecek kadar güçlüydüler. " dedi Sahra. Aida ve diğerlerinin hemen başlarına bir ağrı girmişti.

" Yoksa şehre olanların sebebi onlar mı? "dedi Ian. Eğer sorun böyle büyük bir klansa onlara karşı koymaları mümkün olmazdı. Onlar aptal değildi. 10 yıldır burada hayatta kalmış bir klanın ne kadar güçlü olduğunu tahmin edebilirlerdi.

Neyse ki Sairai konuya tekrar girmiş ve başını iki yana sallamıştı.

"Onlar değil. Sadece bir kaç kişi. Klandan ayrılmış bir kaç kişi bütün bu olanların sorumluları."

"Çok fazla şey bilmiyorum fakat öğrendiğim kadarıyla Klanın onları koruduğu yok. Fakat onlarla savaşmak da istemiyorlar. Klanın var olma nedenini bilmiyorum fakat hala burada olduklarına göre elbet şehre olanlarla alakaları olmalı. Fakat eğer biz şehri kurtarmaya çalışırsak bize saldırmayacaklardır. Eskiden Klandan ayrılmış birini bir yabancı öldürdüğünde buna karışmadılar çünkü. "dedi Sairai. Bu konu da kendine güveniyor gibiydi.

7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin