Millet bölüm 4100+ kelime. Yazdığım en uzun bölüm oldu. Siz de artik yorumları beğenileri eksik etmezsiniz. Fazla konuşmadan iyi okumalar
"Nasıl cüret edersin!?!?!?!?!?"
"Dur!!!"
60'lı yaşlarında gibi görünen yaşlı bir adam bir anda ileri atıldı. Bu kişi Büyük generala çok benziyordu ve neredeyse auraları bile aynıydı. Milius sadece bir bakışında bu generalin yaşlı adamın oğlu olduğunu anlamıştı. Bunun bir diğer sebebi de çılgın gibi görünen kaslarıydı.
Babasına çok sadık gibi görünsede babasının dur demesiyle bile durmamaıştı. 60 yaşına gelmişti ama hala öfkesini kontrol edemiyordu. Ne kadar da acınası...
"Gel bakalım!"
general hızla yaklaştı ve yumruğunu yukarıdan Milius'un üzerine savurdu. Bu saldırı çok güçlüydü ve generalin az önce bu adam hakkında edindiği bilgilere göre bu saldırıya karşı koyamaması gerekiyordu.
" Ona yardıma gidin!"
"Tamam efendim!"
Generalin yumruğu hızla Milius'un üzerine gelirken Milius sadece hafifçe başını çevirdi ve gökyüzüne bakar gibi generalin koca cüssesine baktı.
"Aptal...."
General açıkça Milius'un sözünü duymuştu fakat o önceki aptal gibi değildi. savunmasını düşürmedi ve tüm gücü ile Milius'un üzerine atıldı.
"RAAAAAAAAAAAAARGG!!!!!"
Milius gözünü generalin gözlerine dikti. Sağ gözündeki Ölümsüz Yin çıldırmış gibi dönerken General en sonunda Milius'un ona neden aptal dediğini anlamıştı.
"Ölümlü Boyut İlizyonu...."
Milius'un aniden Generalin önünde olan bedeni yok oldu. Geriye ise sadece Generalin arkasında duran Siyah saçlı ve Mor gözlü sanki cehennemin en derinliklerinden gelmiş bir zebani gibi bir auraya sahip olan yüzünde şeytani bir gülümsemeye sahip olan yakışıklı çocuk kalmıştı.
"SEN ÖLDÜN!!!!"
Milius'un yumruğu vahşi bir enerji ile kaplanırken General yaptığı hatanın yeni yeni farkına varıyordu. Yapabildiği sadece başını biraz döndürebilmek idi. Görebildiği ise Milius'un inanılmaz bir hızda dönen sağ gözüydü. 4 çıkıntı tek bir varlık gibiydi. Gözün kenarında mor bir iz varmış gibi görünüyordu. Gözünün tam içinde ise Kızıl bir halka içerisinde kızıl bir nokta vardı. bu halkanın ve noktanın döndüğü belli olmasa da general onların da döndüğünü rahatça anlayabiliyordu. Milius'un sol gözü siyah saçları tarafından ıslanması yüzünden kapanmıştı. gecenin karanlığı ve simsiyah saçlarından dolayı sol gözü hiç yokmuş gibi görünüyordu.
Milius sağ elini geriye doğru çekmişti ve elinde simsiyah bir enerji toplanmıştı. Bu enerji kesinlikle Generali öldürecekti!!
"Haa?"
"Üstün Boyut Atlayışı 8. Evre!!"
Bir anda Milius'un bedeni dondu ve haraket edemedi. O sırada ise bir adam hiç yokmuş gibi boyutun içinden geçti ve Generali aldığı gibi gitti.
Milius öfkeyle uzakta ona doğru uzanan gence baktı. Bu az önce ona donduran kişiydi.
"BIRAK BENİ!!!"
Milius'dan hızla ilerleyen karanlık enerji ile dolu bir enerji dalgası adama çarptı ve onu 10 metre geriye savurdu. Bu fırsattan yararlanan Milius ise hızla yerinden fırladı ve Beden donduran adamı öldürmek için saldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasíaBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...