Bölüm 154: Öldürmenin Bedeli

521 80 25
                                    

Sabah iki genç de çıplak bir şekilde uyandı. Aslında Sophia daha erken uyanmıştı fakat kıyafetleri rüzgar yüzünden uçmuştu. Ve utançtan dolayı kızarırken Yuan Gölünün başka bir tarafına gitmesi de mümkün değildi. O bölgeler onun ölümüne sebep olabilirdi. Isınmak için elinden gelen tek şey Milius'a sarılmaktı.

"Kalksana. Dondum."

Milius aniden gözlerini açınca Sophia utançla ellerini onun göğsünden çekti. Ardından başını başka tarafa çevirdi.

Milius hiç tepki vermemişti. Gökyüzüne doğru bakıyordu. İfadesizdi. Gözleri soğuk değildi fakat ifadesizdi.

"İlk kez böyle bir şey yaşadım." dedi Milius. Sanki yeni bir Jaeron'a uyanmıştı.

Sophia'nın yanakları domates gibiyken elini geri Milius göğsüne götürdü ve ona sarıldı.

"Bende tabii ki!"

Biraz ileride çimenlerde kan izi görünüyordu.

Milius Sophia'nın ikiz tepelerini göğsünde hissedince başını çevirdi ve Sophia'nın utanmış yüzüne baktı.

"Bir daha mı istiyorsun?"

Milius da ne merhamet ne de utanma duygusu vardı.

Sophia başını çime gömdü ve bağırdı. Fakat sesi çimenlere gömdüğü başından dolayı boğuk çıkmıştı.

"Üşüyorum seni salak!!"

Sophia bazen Milius'un romantizm konusundaki düşük zeka anlayışını ve cahilliğinin ne kadar utandırıcı olduğunu düşünüp duruyordu.

Çıplak sırtına dokunan bir parmağı hissettiğinde başını çevirip Milius'a baktı. Milius yattığı yerde ellerine onun elbiselerini almış ve Sophia'nın üzerine örtmüştü.

Sophia şaşkınlık içerisinde bu elbiselerin nereden geldiğini bile algılayamadı. Milius bunları nereden çıkardı?

"Bunlar...."

"Benim altımdaydı. Gece biz sev-"

"Tamam! Anladım."

Milius'un aksine Sophia ilk kez böyle bir şey yaşadığı için utanıyordu. Bu yüzden Milius kelimeleri açıkça ifade edince yüzü kızarıyordu.

Sophia hızlıca kıyafetlerini giymeye başladı. Fakat bir süre sonra Milius onun kıçına bir şaplak attı.

Şu andan itibaren Sophia'nın yüzü morarmaya başlamıştı.

"N-n-neden yaptın?!"

Sophia bir çırpıda söylemeye çalışsa da sesinin titremesine engel olamamıştı. Oysaki kızmak istemişti. Ama bunu yapamadı. Bütün geceyi onunla geçirdikten sonra sırf böyle bir şey için ona kızamazdı.

Kızsaydı bile Milius'un bunu fazla önemseyeceğini düşünmüyordu.

Milius ise düşünceli bir ifade ile eline bakmaya başladı. Bir bilge gibi görünüyordu. Ve ondan daha çok da sapık...

"Eskiden gittiğim bazı tiyatrolar da ve okuduğum bazı kitaplarda ilişki sonrası böyle şeyler olabiliyordu. Nasıl hissettirdiğini merak ettim."

Hala eline bakarken bunu söylemesi mantıklı görünüyordu.

Sophia hızlıca üzerini giydi ve yerde yatan Milius'a baktı. Bu mor gözler tekrar gökyüzüne bakmaya başlamıştı. Sophia ellerini birbirine vurdu ve utanarak da olsa konuşmaya başladı.

" Peki... N-Nasıl hissettirdi?"

Bunu gerçekten merak etmesi onun edepsiz biri mi yapıyor emin değilim.

7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin