Daniel ve Mest birbirini selamladı ve dövüş başladı. İki tarafta birbirine koşarken Hermon Kralı ve Eşi de dövüşü heyecanla izliyorlardı. Mest 18 Yaşındaydı. Neredeyse Huan ile aynı yaştaydı fakat Huan'dan daha güçlüydü. O da Hera gibi çok yetenekliydi fakat Hermon Krallığı asla Aris İmparatorluğuna meydan okumazdı. Özellikle bu zamanlarda asla.
Daniel ve Mest'in arasında 10 metre kalmışken Daniel'in tırnakları kırmızı renginde parlamaya başladı. Yüzüne bir gülümseme yayılırken ellerini geriye çekti.
Fakat o anda Mest'in yüzünde de bir gülümseme vardı. Görünmez Kızıl İpler Mest'in olduğu yerde belirdi fakat Mest artık orada yoktu. Olduğu yerden yok olduğunda Direk Daniel'in arkasında belirtmişti. Bu onun hızı değildi. Bu ışınlanmaydı.
Mest'in kıyafetlerinin arasından bir katana çıktı ve Daniel'e doğru ilerledi fakat Daniel bir kere daha Ellerini hareket ettirdi ve Kızıl ipler Mest'in Kılıcına doğru ilerledi. Mest kılıcının Kızıl Lazere dayanamayacağını biliyordu.
Kızıl ipler kılıca çarpmadan bir kaç cm öte de Mest yeniden ışınlandı. Bu sefer Daniel'in üzerinde belirmişti. Kılıcını direk yukarıdan aşağı salladı. Hedefi kesinlikle Daniel'i öldürmekti. Bir dövüş asla basit bir şekilde bitmezdi. Her şeye rağmen buraya gelmişsen ölmeye hazır olman gerekiyordu. Bu sahada bir imparatorun torunu olman ya da bir kralın oğlu olman hiç bir işe yaramazdı. Güç önemli olan tek şey idi.
O kısacık anda Daniel olduğu yerden yok oldu. Mest şok olmuştu bu sahne karşısında ne diyeceğini bilmiyordu. Daniel resmen ışınlanmıştı ve Mest nerede olduğunu göremiyordu bile. Ta ki sırtında hissettiği sıcaklığa kadar.
Kızıl ipler Mest'e dokunamadan Mest bir kez daha ışınlanmıştı. Bu sefer daha hızlı bir şekilde kılıcını savurdu ve havada İpleri kontrol eden Daniel'e doğru katana ilerledi.
O an ufak bir bakış Mest'i korkutmaya yetişti. O bakışların içinde ne olduğunu bilmiyordu fakat Daniel sadece başını ufak bir şekilde çevirmiş ve göz ucuyla ona bakmıştı.
"Lava İpleri Kontrolcüsü 1. Evre."
Daniel'in tırnaklarında kan rengi ışık daha da parladı. O kısa anda bir düzine ışık çarptı. Her şey bir anda olmuştu ve Mest'in bir şey görecek zamanı olmamıştı fakat gözlerini bir kez daha kırptığında katanası kare parçalara ayrılıp yere düştü.
Mest hemen kendini korumak için ışınlandı ve Daniel'den uzakta güvenli bir yerde Daniel'e bakmaya başladı. Kılıcın kabzası elinde duruyordu. Bakışları sertti fakat sadece bir tek şey düşünüyordu.
"Pes ediyorum! "
Pes etmekten başka çaresi kalmamıştı. Katanası parçalanmıştı ve yumruklarının gücü Daniel'i yaralayamazdı. Bu dövüşü kılıcı kırıldığı anda kaybetmişti.
"Çeyrek Finallerin 2. Katılımcısı Daniel Burma!!"
Daniel yavaşça yürüdü ve Milius'un yanına geldi. Mest ise sahayı terk etti. Belli ki daha fazla saha da kalmayacaktı. Büyük ihtimalle Kral Balkonuna geçecekti.
"Evet, Sayın Seyirciler!! Son Eleme Turunun 3. Maçı ile Turnuvamıza devam edelim!!"
"Ian Freya VS Nina Futsu!!!"
Sıradaki dövüş yine herkesi heyecanlandırmıştı. Nina turnuva da kalmak için zor dövüşlerden ve tehlikeli anlardan geçmişti. Ian ise elini rakibinin yüzüne koyduğu anda rakibi ölüyordu. Bu güç çok tehlikeli olsada çok hareketli insanlar için bu yeterince iyi bir güç değildi. Ve Nina gerçekten çok hareketli ve hızlı birisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasíaBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...