"Senin bazı şeyleri unuttuğunu düşünüyorum Arkhes. Görünüşe göre yanlış düşünmüyorum."
Milius hareket etti ve yavaşça Arkhes'e yaklaştı. Arkhes ise olduğu yerde donmuştu. Aklına gelen o gün.... O günü her gece kabuslarında görüyordu! Milius'un yaptığı o dehşeti asla unutmayacaktı. Şimdi Milius'u avlamaya çalışmasının tek sebebi Milius'un daha onu kontrolü altına almamış olmasıydı.
"Ama yanlış düşündüğün bir şey var Arkhes."
Arkhes Milius'un sesini kulaklarında hissedince titredi.
"Ben artık onu kontrol edebiliyorum."
Milius'un son sözleri Arkhes'in bedeninin boşalmasına ve Arkhes'in yere düşmesine sebep oldu. Gözlerinde ki inanılmaz korku titremesinden anlaşılıyordu. Bunun sebebi Milius'un o kontrolünü kaybetmiş zamanki yaptıklarıydı. Arkhes oradan çok zor bir şekilde kaçmıştı. Ama Siegre ve Marais onun yerine insanları kurtarmaya çalışmıştı ve bu şekilde ağır yaralar alsalar da ikisi de her şeylerini vermiş ve büyük bir vicdan azabından kurtulmuştu. Milius ise Karanlığın Efendisi idi. O hiçbir şekilde vicdan azabı çekmezdi ama Arkhes oradan sağ kurtulan 4 kişiden biriydi ama o en büyük azabı çeken olmuştu. Gece her yattığında ölüler dünyasına çekilmek nasıl bir histi? Her uyuduğunda bir daha uyanamayacağını düşünmek nasıl hissettiriyordu? İşte bunu kimse bilemezdi ve anlayamazdı. Milius yüzünden Arkhes böyle bir azap yaşamıştı ve bu yüzden gece gündüz demeden avlanmıştı. Bunun tek sebebi Milius'u öldürerek sonunda kendi bilincini rahatlatmak ve güzel bir uyku çekmekti.
Ama şimdi Milius tekrar onu kullanabileceğini söylüyordu. Bu sefer Arkhes'in korktuğu şey başkalarının hayatı değildi. Kendininkiydi! Kendi hayatını kaybetmekden delicesine korkuyordu ve kendini ayağa kaldıracak gücü bile yoktu.
"Yapamazsın..."
"Sence bir kaç yüz insan benim ne kadar umurumda olabilir ki? Ben Vahşet için doğdum Arkhes! Eğer onu gerçekten açarsam...... Neler olur?"
Uzun bir sessizlik oldu. Ardından Arkhes ayağa kalktı ve Milius'dan uzaklaşmaya başladı. Gözleri hala titriyordu fakat bu sefer kaçması için bir şans olduğu için mutluydu. Milius'un ona kaçma şansı vermesinde ki asıl sebep Milius'un bilincinin Aydınlığın gücünü ve onu tutmak için kullanmasıydı. Milius sadece gereksiz yere öldürmek istemiyordu. Ve arenada bir çok çocuk vardı. Aynı zamanda Daniel, Aida ve Ian da vardı. Onlara bir şey olmamalıydı. Arkhes için Milius'un sorduğu sorunun cevabı ise çok basitti.
"Hepimiz Ölürüz...."
***
Arena da ise bir kaç saniye bile geçmemişti. Arkhes ve Milius kılıçlarını çarpıştırmıştı fakat o an aniden Arkhes geriye çekilmişti ve eli ile diğerlerine de durmaları gerektiğini söylemişti. Bakışları keskinleşmişti ve artık gitmekten başka çaresi yoktu. Diğer Avcılar ise neler olduğunu anlamamıştı. Ellerinde ki fırsatı kaçırmak üzeteydiler.
"Bir daha ki sefere Peter."
Arkhes arkasını döndü ve diğerlerine işaret verdiği gibi herkes neler olduğunu anlamadığı halde geri dönmeye başladı. Onlar Avcılar olarak kıtayı sarmış olabilirler fakat onların da bir ustası vardı. Arkhes onların şimdiki Lideriydi ve eğer geri çekilmelerini söylüyorsa başka seçenekleri yoktu.
Arkhes arkasını dönüp giderken dişlerini ve yumruklarını sıktı. İçinde artan inanılmaz bir öfke vardı fakat bunu göstermeye cesaret edemiyordu. Bir anda arkasına döndü ve sert bir şekilde Milius'a baktı.
"Senin için geleceğim Peter! İnan bana seni öldüreceğim gün geldiğinde bana yaptıklarının bedelini ödeyeceksin!!"
Arkhes son sözlerini de söyledikten sonra Milius'un bir şey söylemesine izin vermeden zıpladı ve gölgelerin arasına karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasíaBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...