Gece bitti ve güneş kendini bir kez daha insanlığa gösterdi. Daniel odasından kalktığı gibi uykulu gözlerle mutfağa doğru ilerlemeye başladı.
Daniel her sabah süt içerdi. İsteyerek yapmıyordu. Sabah kalktığı gibi kendi kendine mutfağa gidiyor ve dalgın hali ile süt içmeye başlıyordu.
Daniel mutfağa girdi ve eliyle koymuş gibi buzdolabının buldu. Fakat Buzdolabının kulpu yerine daha yumuşak bir şey tuttuğunu fark etmesi uzun sürmüştü.
"Bu.... Bu da ne?"
Daniel kendine gelmek için iki eliyle gözlerini karıştırdı. Kafasını biraz salladıktan karşısında yüzü kıpkırmızı bir şekilde ona bakan Kızıl saçlı kıza baktı. Gözleri ve ağzı utançla açılmış ve yanakları kızarmıştı.
Aida da altında pijamaları ile Daniel'in karşısında duruyordu. Daniel kısa bir süre sonra eline baktı ve ardından Aida'nın göğüslerine baktı. Daniel'in de yüzü kızarmaya başladığında Aida çoktan yumruklarını sıkmıştı.
O sırada ikili yan taraftan onları izleyen Nesus'u fark etmemişti. Nesus'un da diğerleri gibi kafası yerinde değildi fakat ikiliden daha iyiydi durumu. En azından ne yaptığının farkındaydı.
"Ö-Özür.... D-Dilerim."
"Özürün seni kurtaramayacak!!"
Aida anında yerinden fırladı ve Daniel'i kovalamaya başladı. Daniel da Aida'dan kaçarken ikisi de normal hızlarında olduklarının farkında değildi.
Aida ve Daniel'in kovalamacası o kadar gürültülüydü ki diğer katlarda ki katılımcıları uyandırmıştı. Nesus da sonunda kendine gelebilmişti fakat Aida ve Daniel'in koşuşturmasından çok normal hızlarını şaşırıyordu.
"Burada Neler oluyor? Aydınlanma falan mı yaşıyorum?"
Aida da ne kadar yavaş olduğunu fark edince durdu ve bedenine baktı. Daniel ise hala Aida'nın onu kovaladığını düşünüyordu.
"Neler oluyor?"
"Bu ev bir icattır."
Diğer Savaşçılar da Nesus'un yanına uykulayarak dizildiğinde mutfağın 2. Kapısında Gualzan konuşmuştu. Kimse ne ara oraya geçtiğini bile fark etmemişti. Böyle bir olay 3. Nesil için çok garipti.
"Bu Ev Lee Klanının son icatlarından. 3. Nesil birinin güçleri burada işe yaramaz. Burası Çeyrek Finallere kadar dövüşleri engellemek için kuruldu."
Gualzan konuştuktan sonra boynunda hissettiği keskin soğuk metalle neye uğradığını şaşırdı. Vüdunda istemsizce titremeler oluşurken gözlerinde ki korku gün gibi ortadaydı.
" Gördüğün gibi pek başarılı olamamışsınız. Benim Aşılmış Bedenim benim sınırlarımı almamı sağlıyor ama vücudumdaki bütün güç benim uğraşlarım ile yapıldı. Aşılmış Beden olmasa bile benim gücüm her zaman ben de kalacak."
"Yani şunu bil. Yanlış bir hareket yaptığınız anda sizi yok ederim."
Milius'un sözleri Gualzan'ın biraz daha titremesine sebep oldu.
Milius'un bu şekilde davranmasını asıl sebebi Eria Krallığının isyankar davranışlarıydı. Onca zaman kıtada yol almıştı ve tabii ki de Eria Krallığının davranışlarının farkındaydı. Onun Aris İmparatorluğunun Prensi olduğunu öğrenince fırsatı kullanmak gibi bir hata yapmışlarsa Milius kendini tutmazdı.
Gualzan korku ile geri giderken derin derin nefes alıyordu. Milius'un şu an bile hareket edebilmesi onu gerçekten dehşete düşürmüştü.
Evde ise Milius diğerlerine döndüğünde hepsinin başka bir işle uğraşmaya başladığını gördü. Biri dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 BÜYÜK GÜÇ : KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
FantasyBir Efsanenin Doğuşu 7 BÜYÜK GÜÇ serisinin ilk kitabı KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ sizi bekliyor. ~~~~~~~~~~ İnsanlar gariptir. Onlar hiçbir zaman hayatlarından memnun olmadı. Kitaplarda, masallarda ve hikayelerde anlatılan kahramanl...