Bir çocuğun bu kadar zeki olmasını geçtim her şeyi bu kadar çabuk kavraması ve yorumlaması gerçekten hayranlık duyulacak bir durumdu ama aynı zaman da her şeyi bu kadar çabuk kavraması ve yorumlaması on yaşında ki bir çocuk için çok ağır bir yüktü. Bir yanım, bu kadar zeki olmasına hayranlık duyuyordu bir yanım ise bu kadar hassas oluşuna çok üzülüyordu. Çünkü bu dünya bu kadar hassas olmaya değmezdi.
"Gerçekten öyle mi?" Kerem meraklı bakıyordu ama ben ağzımı açıp hayır öyle değil diye Kerem'i rahatlatacak tek kelime edemiyordum. Kırgınlığımın büyüklüğü kelimeleri elimden alıyordu, ilk kez, ailemden sonra ilk kez birine güvenmenin yaşattığı hayal kırıklığı... "Abim yapmaz." Başını iki yana sallarken konuşmasını devamını vücudu ile destekleme çabasındaydı. "Abim birisinin ailesine zarar verecek kadar acımasız biri değil. Kötü olabilir, başkaları abimden korkuyor olabilir ama bu onu katil yapmaz. Abim katil olamaz. Kim sana ne söylemişse ya da abim hakkında ne öğrendiysen yanlıştır. Doğrusunu öğrenmek için abimle konuşman lazım. Abime sor o sana anlatır."
"Anlatmıyor."
"Sordun mu hiç?"
"Sordum?" Şaşkınlıkla gözleri büyüdü.
"Ne dedi?"
"Aileme zarar vermemiş." Derin bir nefes alıp verdi. Sanki tüm sıkıntılar söylediğim üç kelimelik cümle ile yok olmuştu. Rahatlamış gibi yüzüme bakıyordu. Abisine bu kadar güvenmesini bir abi için gurur vericiydi. Kerem rahatlamıştı ama ben rahat değildim.
"Başka bir şey var de mi?"
"Evet." Yüzünde ki rahatlamanın yerini eski gerginliğe bırakıp bırakmama kararsızlığı arasında yutkundu.
"Ne?"
"Bilmiyorum. Zamanı geldiğinde öğreneceğimi söyleyip duruyor."
"O zaman, zamanı gelmemiştir. Senin için en doğrusu ne zamansa onu bekliyordur."
"Bilmiyorum."
"Neden aklın karıştı Arya abla. Ne öğrendin de eskiden abimin adını duyduğunda parlayan gözlerin şuan şüpheyle bakıyor."
"Bu kadar bilmiş olmak zorunda mısın?"
"Elimde olmayan bir durum."
"Böyle olmak seni çok yormuyor mu?"
"Bilmem. Diğer türlü çocukluğun verdiğini rahatlık nasıl bir şey bilmiyorum ki. Ben kendimi bildim bileli hep böyleydim farklı olduğum gerçeği bu güne kadar beni hiç rahatsız etmedi. Tabi seninle tanışana kadar."
"Sana kötülük yapmış gibi olmuş."
"Hayır kötülük değil aslında. Sen çocuk olmakla bana çok güzel duygular yaşatmak istedin. Yaşıyorum da ama benim etrafımda senin gibi insanların sayısı çok az."
"Nasıl benim gibi?"
"Sen hep bana çıkarsız sevgiyi öğretmeye çalışıyorsun ama benim etrafım iş dünyasının insanları ile kaplı. Ben bu yaşıma kadar babamın çevresi ile muhatap oldum hep, aklım ermeye başladığından beri gördüğüm şeyler hep aynı; çıkarlar üzerine kurulu dostluklar, birbirinin ardından kuyu kazan insanlar, bu hayatta ayakta kalabilmek için koyulmuş acımasız kanunlar ve uygulayanlar. Doğum günümü hatırlasana...
Eğer ben senin anlattığın gibi bir çocuk olsaydım burada yaşayamazdım. Senin büyüdüğün yerde bunlar normal olabilir ama babamın çevresinde çocuk olmak böyle bir şey. Güçlü olmak zorundasın. Ukalasındır ama hazır cevaplar verdiğin için kimse seni ukala olarak görmez. Özellikle de baban güçlü ise. Benim babamın gücünün yanında bir de dahiliğim olması onların gözünde beni ilerde baş edemeyecekleri ulaşılmaz güç yapıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
General Fiction"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...