40.BÖLÜM-ŞAH MAT

7.2K 463 556
                                    

Yağız&Arya-YÂR
ismi oluşturan watpedde tanıdığım ve çok sevdiğim okuyucum RNuamyeiynsoam teşekkür ediyorum...

" Arda kim?"

" Arda kim mi?"

Mırıltılı sorum, soru olmaktan çok içim de oluşan boşluğa atılmış çığlığımdı. Heyecanım kalp atışlarımın hızını artırırken dudağımın kenarını ısırdım. Bir anlık boşluğum da Arda demiştim ve yaptığım hatayı yeni fark ediyordum. Ne cevap vereceğimi düşünürken Yağız'ın çalan telefonu imdadıma yetişmiş gibiydi. Yağız'a bakamasam da görüş alanımdan çıkan ayakların telefonla konuşmak için gittiğinin farkındaydım. Başımı kaldırarak Yağız'ın ne kadar uzağımıza gittiğine baktım. Bizden birkaç adım ilerde telefonla konuşurken Volkan yanına geldi.

Kaçmak için iyi bir fırsat olsa da hiç bir girişime çaba göstermiyordum. Yağız yanımızdan uzaklaşmış olsa da Arda diye seslendiğimi duymuştu. Kaçışım yoktu.

Gözyaşlarım akmak için gözlerime hücum etse de engel oldum. Korktuğum gerçeğini inkar edemezdim ama bu korku kimliğimin ortaya çıkacağımdan duyduğum korku değildi, hele ki Yağız'ın bana neler yapacağını düşündüğümden hiç değildi. Korku duyduğum acıydı benim ve aldığım kararı biraz sonra uygulayacak olmamdı. Arda'yı inkar edecektim.

" Arda kim Kerem?"

Arda benim kardeşim Kerem...

Söylenecek gerçek cümle soru haline gelirken sahtesine büründü ve dışarı çıkana kadar geçtiği yerleri acıya boyadı.

" Bilmem. Sen söyledin."

Evet ben söyledim. Aynı ben şimdi de inkar edeceğim.

" Yanlış duymuşsun Kerem. Ben sana öyle seslenmedim."

" Ama..."

" Aması yok Kerem." Sinirle konuştuğumu dişlerimi sıktığımı fark ettiğim de anlamıştım. Öfkem Kerem'e değildi. Öfkem kendimeydi. Kerem'i asla Arda'nın yerine koymayacaktım. Kardeş tesellisini Kerem'de buluyor olsam da Arda'nın yerine koyamazdım. Ancak Kerem'in yeri de ben de oldukça özeldi.

" Abi."

Duyduğum hitapla ayağa kalktım. Arda'yı inkar ettiğim için uzaklaştığım benliğimle Yağız'ın yüzüne bakamıyordum. Zaten Arda deyişimi duymuştu, bir de yüzüne bakarak gözlerim deki bu gerçeği görmesini istemiyordum.

" Abim de duymuştur." Bakışlarını abisine çevirdi." Arya abla bana Arda diye seslendi. Sen de duydun değil mi?"

" Evet." Yağız'ın cevabının ağırlığını üzerim de hissettim." Duydum."

Ve sona gelmiştim. Sanki güzel bir son gibiydi. Yaptığım küçücük bir başarı olsa da Kemal Arıkan'ın bundan sonrası için verdiğim bilgilerle Koray'ın halledeceğini biliyordum. Tüm kalbimle inanmak istediğim bir histi bu.

Yaşadığım acı dolu günlerin ardından acıdan boğulan ruhum son birkaç gündür Yağız'ın hissettirdikleriyle bir kaç saatte olsa huzur bulmuştu. İntikamın en acısına saplansam da, Yağız sayesin de aşkın da en muhteşemini hissetmiştim. Sevgiyi ve vicdanımı Kerem'de bulmuştum.

Belki de vakti gelmişti. Ölüme çağırılış değil, gidişimin çığlıklarıydı vaktin geldiğini söyleyen.

Gitmem gerekiyordu...

Yağız'ın beni öldürmeyeceğini ya da babasına teslim etmeyeceğini biliyordum ama bu saatten sonra beni yanın da tutacağını da hiç sanmıyordum.

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin