41. BÖLÜM- OD

6.8K 440 440
                                    

İçim de oluşan huzur, ruhumda ki aleve eşti...

Duvara fırlatılıp parçalanan öfkenin sebebi, basit bir ihalenin kaybedilmesiydi. Tekrarı olabilecek bir ihaleydi. Bir daha tekrar edildiğin de katılıp kazanılacak bir ihaleyi.  Kemal Arıkan bunun için öfkelenmişti. Etrafa zarar verdiğinin farkında olmadan, belki de farkında olarak öfkesini ortaya çıkarmıştı.

Peki ben kaybettiklerimin öfkesinin nasıl ortaya çıkarmalıydım. Neyi parçalarsam rahatlayabilirdim. Kime zarar versem umurum da olmazdı. Hem benim kaybettiklerim öyle ihale saçmalığı kadar basit değildi. Tekrarı olmayacak yaşantımdı. Geri gelmeyecek olan hayatımdı. Elimden alınan en değerli varlıklarımdı.

Kemal Arıkan'ın öfkesi benim öfken yanında bir hiçti. Okyanus yanında su birikintisi gibiydi... Kor alevlerin yanında tutuşmayı becerememiş sönük bir ateşti... Kemal Arıkan'ı parçalara ayırsam da söneceğini hiç sanmıyordum.

Yüzümdeki kanın sıcaklığı, gözyaşlarımın serinliğine karışarak akmaya devam ederken biten kahve fincanını umursamazca yere bıraktım. Arkamı dönerek odada yalnız oluşumu fırsat bilip dinleme cihazını gizlediğim yerden çıkarıp cebime koydum.

Odadan çıktığım da merak ve korkuyla beni izleyen 2 çift göz vardı. Cemile hanım ve Serap...

Şuan ki huzurum ve öfkem ruhumu aştığı için sorulacak sorulara cevap vereceğimi hiç sanmıyordum. Kimsenin soru sormasına fırsat bırakmadan açıklama yapmaya başladım.

" Kemal bey ihaleyi kaybettiği için öfkelendi. Öfkesini kahve fincanını duvara fırlatıp parçalayarak çıkardı. Bağırması da bu yüzdendi."

" Senin yüzüne ne oldu?" diyen Cemile hanım elini yüzüme doğru uzattı.

"Hiç." Dedim. Sadece Kemal Arıkan'ın öfkesinden nasibi olan küçük bir çizik. Elimi çiziğin üzerine götürerek geri çekildim.

" Ne demek hiç..." Cemile hanım hoşnutsuz bir yüz ile konuşmaya devam etti." Hala kanıyor farkında değil misin?"

" Farkındayım." Dedim. Hem de öyle bir farkındayım ki acıdan bazen boğuluyorum. Kemal Arıkan'ın yüzüm de bıraktığı çizikten değil, ruhumu parçalayan darbelerin farkındayım." Önemli değil. Küçük bir çizik..."

" Arya. Sen psikopat mısın? Hiçbir yarayı umursamıyorsun."

" Ne yapma mı bekliyorsun? Serap." Huzur giderek kayboluyordu ama öfke aynı yerinde duruyordu. Sinirden dişlerimi sıkarak konuşuyordum." Kemal beyin öfkesi, bunun için kime hesap sormalıyım?" hem daha ailemin, en büyük acımın hesabını soramamışken, küçücük çiziğin birazcık olan acısının hesabını mı soracaktım.

" Kemal bey farkında olmamıştır kızım." Kemal Arıkan'ı savunan Cemile hanıma öfke ile baktım. Ama sonra aklıma gelen düşünce ile öfkemi bastırarak yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim. Gereksiz yerde, alakası olmayan kişilere öfkemi göstermek saçmalıktı. Aslında zoraki değildi. Aklıma bu düşünce ile birlikte başka düşünce de yerleşmişti. Kemal Arıkan'ın biraz önce kaybettiği düşüncesi...

" Doğru." Diyerek Cemile hanımı onayladım." Farkında olmamıştır." Eğer farkında olsaydı basit bir çizik atmazdı. Ölümle sonuçlanan derin darbeler atardı." Ben en iyisi yüzümü yıkayayım. İzninizle."

İki kadını da ardımda bırakarak Kerem'in odasına çıktım. Hızla banyoya girdim. Yüzüm hala kanasa da umurumda değildi. Sadece sızıntıydı. Askıdan havluyu alıp yüzüme bastırarak çantamı aldım. Telefonu çıkararak açtım. Koray ihale ile ilgili mutlaka bir şeyler yazmış düşüncesi vardı. Yazmadıysa bile Kemal Arıkan'ın kaybettiğini haber verebilirdim. Sevincimi birileri ile paylaşmaya ihtiyacım vardı.

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin