"Sen... Sen..."
" Evet benim. Amca. Yeniden karşılaştık."
Yaşadığı şok Yavuz'u hareketsiz bırakmıştı. Bir kaç saniye hiç kımıldamadan baktı. Gözlerini kapatıp tekrar açtı. Eliyle yüzünü ovaladı. Geri çektiğin de derin nefes aldı.
" Yeter." Dedi. İlk başta sakin gibi ama öfke kokan sesiyle. Mırıltılıydı. "Yeter." Dedi. Tekrar. Biraz daha yüksek sesle. Yavuz'un sesi yükseldikçe pişmanlığım geriye çekiliyor yerini garip bir haz duymaya bırakıyordu. "Yeter." Dediğin de son çığlııydı. Arabanın kapısını açıp indi. Aşağı inmeye cesaretim olmadığı için Yavuz'un açık bıraktığı kapıdan dışarı bakıyordum. Yavuz görüş alanımdan çıkınca tüm cesaretimi toplayıp arabadan indim. Yavuz arkasını dönüp koşmaya başladı. Koşuyordu ama hızlı değildi.
Yavuz'u elimden kaçıracağım düşüncesi kalbime yansıdı. Zaten heyecanla atan kalp daha da hızlanıp panik duygusu yaşatmaya başladı. Bizi takip eden diğer araçtan inen iki adam Yavuz'un peşinden koşar adım ilerlemeye başladılar. Dikkat çekmemek için dikkatli davranıyorladı. Taksinin kapısını kapatıp peşlerinden gitmek için hareketlendim. Yavuz, ilerde ki köşeden dönüp ıssız bir sokağa girdi. İki adam da peşinden devam etti. Korkuyla daha hızlı yürümeye başladım. Yetişemeyeceğim duygusuyla bu sefer koşmaya başladım. Köşeyi döndüğüm an aniden durdum. Nefes nefeseydim. Yavuz arkası dönük kımıldamadan duruyordu. Adamlardan biri yanına gittiğin de ona doğru baktı. Beni görecek endişesiyle geriye doğru çekilip duvarın ardına gizlendim.
" İyi misiniz efendim?" Adamlardan birinin soru sorarken Yavuz'un koluna dokunması onu kendine getirmişti sanki. Diğer adam biraz daha ileri de elleri önünde birleşik, başı öne eğik şekil de bekliyordu. Bir kaç saniye baktıkta sonra ardına döndü. Dikkatle baktı ama kimseyi göremediği için tekrar adam'a döndü.
" Arabayı..." Pürüzlü çıkan sesini düzeltmek için boğazını temizleyip devam etti." Arabayı başından beri kullanan sen miydin?"
" Evet. Efendim." Adamlar rollerini benden daha iyi oynuyorlardı.
" Taksiyi süren bir kız değildi yani."
" Hayır. Efendim. Taksiyi neden bir kız sürsün ki. Sizinle birlikte olan bendim."
" Benim ne yaptığımı düşünüyorsunuz?"
" Siz ne isterseniz yapabilirsiniz. Yaptığınız hareketlerden sorumlu değiliz."
" O zaman niye peşimden geldiniz. Neden beni takip ettiniz?"
" Çünkü sizi sağ salim götürmemiz istendi."
" Kim? Kim istedi?"
" Bunu açıklamıştım zaten."
" Evet açıklamıştın. Doğru mu hatırlıyorum diye sormak istedim..."
" Neden bahsettiğinizi anladım. Efendim. Hakkınız da kimseye hiç bir şey anlatılmayacağından emin olabilirsiniz."
" Ben iyiyim."
" Siz nasıl isterseniz o efendim. Başkasını düşünmek bize düşmez."
" Hakkımda tek kelime duymak istemiyorum." Yavuz'un konuşmayı uzatması, dağılan itibarını düzeltme çabasıydı sanki. Yaptığı mantıksız hareketlerin farkına vardığı için pişmanlık vardı bakışların da. Ama sesi bu pişmanlığı bastırmak için sert çıkmıştı.
Yavuz ikna olmuş olarak adamlardan daha önce davranıp yürümeye başladı. İki adam ardına takıldığın da görünmemek için geriye doğru daha da çekildim. Yavuz diğer adamın araba da olup olmadığını sorgulamadı bile. Üzerin de çok durmadan gözden kaybolmadan köşeyi döndüklerin de peşlerine takıldım. Arabaya binip gözden kaybolana kadar izledim. Diğer park edilmiş aracın yanına geldiğim de çantamdan telefonumu çıkardım. Anahtar arabanın üzerin de olduğu için oyalanmadan bindim. Telefonu Koray'ı aramak için çıkarmıştım ama hattı değiştirmeden önce yapmam gereken bir şey vardı. Kemal Arıkan'a mesaj atmak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Ficción General"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...