22. BÖLÜM- BAŞBAŞA

7.3K 512 104
                                    




Yağız'la karşılaştığım andan beri benim ne düşündüğümü okuyorsa şimdi gerçekten tehlikedeydim.

" Yani." Derken yutkundum."Sen, benim yüzüme baktığın zaman düşüncelerimi okuyabildiğini mi söylüyorsun şuan!" Bu bir soru değildi, bu korkunun dile gelişiydi. Bunu duyduğuma niye bu kadar korkmuştum ki. Zaten beni tanımıyor muydu? Tanıyordu belki ama bu yüz okuma meselesi başkaydı, bu kadar ayrıntılı plan yaptığımı ve onlar hakkında düşündüklerimi belki bilmiyordu ama şimdi tüm bunları da yüzümden okuyabiliyorsa yakalanmam an meselesiydi. Belki de yakalanmıştım çoktan.

"Birincisi; sen değil siz." Dedi sert bir ifade ile uyarırken. "Senli benli konuşacak pozisyonda değiliz. Bunu aklına kazısan iyi edersin."

"Af edersiniz. Bazen karıştırıyorum." Aslında karıştırmıyorum. Zihnim size beyliği yakıştırmadığı için saygı göstermeyi reddediyordu.

"İkincisi." Diye devam etti." Evet. İnsanların yüzüne bakarak ne düşündüklerinin çoğunu okuyabiliyorum." Başını iki yana salladı. Bakışları yüzümde dikkatle gezindi. Kısa bir andı ama seneler gibi geldi, sonra bir an da geri çekildi." Ama senin durum biraz karışık."

"Karışık mı?" Benden uzaklaşmış olması iyi bir şey olsa da ne olduğunu merak ediyordum. İnsanların yüzüne bakarak nasıl her şeyi bilebilirdi ki. İçimden bir ses saçma diye bağırdı ama diğer ses sonumun geldiğini söylüyordu.

"Evet karışık." dedi umursamadan. Devam etmesini bekledim ama etmedi.

"Yine aptal diyeceksiniz ama..." Bunu söylediğim için canım acısa da şuanlık aptal olmayı kabul ediyordum. Gerçeği öğrenmem gerekiyordu. "Bana aptal diyeceksiniz ama bunun aptallıkla alakası yok. Ne demek istediğinizi anlamadım."

"Anlamanı beklemiyordum zaten." Alayla gülümsedi. İntikam almak için girdiğim bu evde alay konusu olmak kalbimi sıkıştırıyordu.

"Sanki." Dedim dişlerimi sıkarken. "Bazen bilerek böyle yaptığınızı düşünüyorum."

" Hayır bilerek yapmıyorum." Bunu söylerken ifadesizdi. "Ben seni aptal yerine koymuyorum ama sen öyle davranıyorsun." Ben mi öyle davranıyorum. İntikam almaya gizlice girdiğim bir ev de, her şeyi biliyormuş gibi yüzümü okuyan bir adam. Kafam karmakarışıkken, dün geceden beri darmadağınıkken aptal gibi davranmam normal değil miydi? Belki aptal gibi davranıyordum belki de rol yapıyordum şuan önemli olan bu değildi.

"Açık konuşursan anlarım." İçim de yükselen öfkeyi bastırmaya çalışırken. "Karışık derken, ne demek istediniz?" Başka bir soru daha sormak istemiyordum, içimde oluşan tüm soruların dışarı çıkmasını engellemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Başını yana eğdi dikkatle yüzüme bakmaya başladı. Sanki bu halimle eğleniyormuş gibi.  Derin bir nefes aldı.

"Düşüncelerin karma karışık. Hep ikilemdesin. Senin anlayacağın şekilde daha açık söylemem gerekirse; öfkelisin hem de çok öfkelisin ama kontrol etmeye çalışıyorsun. " Sanki gerçekten bir aptala anlatır gibi tanen tane konuşuyordu." Sevmek istemiyorsun çabalıyorsun ama ilgi gösteriyorsun. Muhtaç olmamak için direniyorsun ama gözlerin... muhtacım diye bağırıyor. Şefkatlisin ama böyle olmaktan nefret ediyorsun. Korkuyorsun. Bir şeyler seni çok korkutuyor ama cesaretinden ödün vermiyorsun. Ölüm korkun yok. Boşuna ölmekten korkuyorsun gibisin. Yaşamaktan  da korkmuyorsun ama niye yaşadığını da sorguluyor gibisin."

Her cümlede şaşkınlıkla gözlerim kocaman açılıyordu. Son cümlesi ile birlikte artık sadece gözlerim açık değil ağzım açık, kulaklarım açık şok olmuş Yağız'ın söylediklerini sindirmeye çalışıyordum.

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin