Bölümü yorumları ile bana destek veren EbubekirIna abime(kuzenime) İthaf ediyorum. Teşekkürler..
***
" Kahveniz. "
Tepsiden kahveyi alarak Kemal Arıkan'ın önüne bıraktım. Ona bakmasam da beni dikkatle incelediğini hissediyordum. Öğleden sonra Kemal Arıkan oldukça öfkeli eve gelmişti. Gelir gelmez de Cemile Hanım'a benimle konuşmak istediği bir konu olduğunu, kahveyi benim getirmemi istediğini söylemiş. Sonuç olarak soğuk suyla yaptığım banyonun üzerinden bir saat bile geçmeden kalbime buz etkisi yapan sudan daha soğuk düşmanıma kahve getirdim. Geriye doğru çekildim. Başımı kaldırdım. Odaya girdiğimden beri görmemek için çabaladığım iğrenç gözlerle buluştu bakışlarım. Uykusuzluktan gözlerim yanıyordu ama daha çok iğrenç bir insana bakmayı reddettiği için alev gibi yanıyordu sanki. Derin nefes alarak sıkıntılı şekil de kahvesini yudumladı, fincanı masaya bıraktı. Bir şey söylemek için kelimelerini toparlıyor gibiydi. Herkese acımasızca düşünmeden konuşan adam benim karşım da çekiniyordu. Belki öyle değildi ama konuşmadan geçen süreye başka anlam yüklemek istemiyordum. Öyle olduğunu düşünmeye devam ettim.
" Nasılsın kızım?"
Sorduğu soruyu üzerime alınmadığım için arkama baktım. Kesin başka biri odaya girmiş düşüncesindeydim ama kimse yoktu. Kapı kapalıydı. Oda da yalnızca ben ve düşmanın vardı. Şaşkınlıkla Kemal Arıkan'a tekrar döndüm. Bana söylemesi imkansızdı. Söyleyemezdi. Söylememeliydi...
" Sana sordum?"
" Niye?" Diye sorarken dişlerimi sıkıyordum. Ecelime susamış gibi Kemal Arıkan'ı karşıma almıştım. Suçlusu ben değildim ama. Eceline susamış gibi bana kızım diyen kendisiydi.
" Nasıl olduğunu merak ettim." Sana çaresizlik nasılmış göstereceğim...Zihnim türlü oyunlar arasında yeni bir oyun sundu bana. Sabah dinlediğim tehdit dolu cümleler geçmeye başladı kulağımın dibinden." Ayağın nasıl oldu?" Ellerim de acı çekeceksin..." Ayakta bekleme, daha fazla canın yanmasın." Ölmek için yalvaracaksın..." Otursan iyi olacak." Sonun da ise gideceğin yer ailenin yanı olacak...
Ölüm fısıltısı aldığım ses tonuyla yapılan tehdit, merak duygusu hissettiğim ses tonuyla sorulan endişe... İki konuşma da aynı kişi tarafından ve aynı kişiye yapılıyordu. Arafın ucunda bile araf yaşatabilen bir durumdu.
" İyi değilim." dedim. Geriye doğru gidip koltuğa otururken. " Ama iyi olacağımdan emin olabilirsiniz." Dudağımda belli belirsiz alay belirdi. Saklamaya gerek duymadım.
" Böyle bir şey bir daha asla yaşanmayacak." Diye karşılık verdi.
Bir psikopat gibi yüzümde ki alay daha da yayılırken engel oldum. Kemal Arıkan'ın bana hesap veriyormuş gibi hissi acımasızlıktan zevk alan tarafımı yavaş yavaş ortaya çıkarıyordu sanki. İşte bu kısma engel olamıyordum.
" Siz biliyor muydunuz böyle olacağını?" Bilmediğini bildiğim halde bilmiyormuş gibi sordum.
" Hayır. Bilmiyordum. Bilsem önlem alırdım. Kesinlikle böyle bir durum yaşanmazdı."
" Durum neydi ki?"
" Önemsiz bir şey." Umursamıyormuş gibi davranıyordu. Bir kızın onu alt ettiğini düşünmek bile ona zorken gerçek olduğunu dile getirmesi beklemem aptallık olurdu.
" Önemsiz mi?" Diye direttim." Emin misiniz?"
" Yoksa sana da mı zarar verdi?" Derken şaşkınlıktan gözleri kocaman açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
General Fiction"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...