Gözlerimi açtım, hava karanlıktı. Hızla Kerem'e baktım ama Kerem uyuyordu. Yüzümde hissettiğim sıcaklık gözyaşlarımdı, Kerem'le alakası yoktu. Ağlamıştım. Uyurken sevinçten akan gözyaşlarım uyandığımda acıdan akmaya devam etti. Kalbimin hızlı atışı artık heyecandan değil, üzüntüdendi. O anda kalmayı çok isterdim, ömür boyu orada kalmaya razıydım. Bir kez daha uyumak, hiç uyanmamak istedim.
Altı yıldır ilk kez uyanmak istemedim. Acıyla gözlerimi kapattım ama karanlıktan başka hiç bir şey yoktu. Uyumak için ne kadar çabalasamda rüya bitmişti.
Gözlerimi açtım. Ağlamamak için kendimi sıkarken elimin karnımda oluşu rüyada yaşadığım anı kalbime çizdi acıyla, artık ağlamak istemesem de imkansızdı. İki elimle karnıma sarılırken, ayaklarımı karnıma çektim, hıçkırıklarım dışarı taşmasın diye dudaklarımı ısırıyordum ama bir işe yaramadı. İçim çığlık çığlığa bağırırken, çığlıklarım dışımdan inilti şeklinde çıkıyordu.
"Arya." Omuzlarımdan tutulup geriye doğru çekildim. "Arya." Terden ve gözyaşından yüzüme yapışan saçlarım geriye doğru tarandı. "Canım." Yağız'ın kolları arasında olduğumu bilsem de sakinleşemiyordum. O kadar muhteşem bir andan uyanmıştım ki şuan beni teselli edecek kim olursa olsun sakinleşeceğimi hiç sanmıyordum. "Arya. Canım aç gözlerini." Yağız böyle söyledikçe kapalı olan gözlerimi açmamak için daha çok sıkıyordum. Başımı iki yana sallarken içimden bir şeyler kopuyordu, içimde oluşan boşluktan aşağı düşmüştüm ve şimdi paramparçaydım, canım öyle çok yanıyordu. "Karnın mı ağrıyor?" Bunu nasıl anlatabilirdim ki. Anlatsam bile anlamayacaktı. Kimse anlamazdı.
"Elinde ki yaradan karnında da mı var yoksa?" Kolumdan tutup elimi karnımdan çekmeye çalıştı. Çekmek istemiyordum. Eğer çekersem rüyamda hissettiğim mucize ellerimin arasından kayıp gidecekti. "Arya. İzin ver bakayım." Bakamazdı. Bakmamalıydı. Babasının elimden aldığı, elimden değil elimizden aldığı mutluluğun ne olduğunu görmemeliydi. "Arya. İzin ver bakayım." Elimi karnımdan çekmek için uğraşsa da boşuna çabalıyordu. Çekmek istemiyordum. Ağlamak istesem de ağlayamıyordum, sadece sessiz hıçkırıklarım vardı, nefesimi kesiyordu. Nefes alamadıkça daha da boğuluyordum. Elimi çekmeye çabalamaktan vazgeçti, "Arya. Canım... Lütfen nefes al." sıkıca sarıldığında endişe dolu nefesini kulağıma fısıldanan kelimelerinde hissediyordum. Her söylediği kelime de kolları arasında yaprak gibi titriyordum.
Her şeyin farkındaydım. Her şeyi hissediyordum, farkında olmadığım tek şey nefes almıyor oluşumdu. Dış dünyaya kendimi öyle kapatmıştım ki hiç bir şey umurumda değidi, ta ki Yağız'ın kalp seslerini duyana kadar. Başım Yağız'ın kalbinin üzerinde, göğsüne sımsıkı bastırdığında kulağıma dolan kalp atış sesleri dış dünyadan gelen ilk tepkiydi sanki. Öyle hızlı atıyordu ki, kulağımın dibinde bir şeyler patlatılıyor gibiydi. "Arya. Lütfen aç gözlerini." Sanki ilk kez duydum Yağız'ın sesini, ilk kez sesleniyordu bana sanki. Öyle endişeli, öyle çaresizdi ki, o çaresizliğe tüm çaresizliğimle sıkıca sarılmak, cevap vermek, Yağız'ı sakinleştirmek istedim. İçimden o kadar çığlık atmış, dışımdan kendimi çığlıklarım duyulmasın diye o kadar sıkmıştım ki boğazım acıyordu.
"Yağız...." Ses bana ait değildi sanki. Sanki yıllarca bir yerde işkence görmüş, kendi varlığını unutmuş birinin sesi gibiydi. Yağız beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktı.
"Arya. "
"Yağız..."
"Canım..."
"Ben..."Bir şeyler daha söylemek istedim ama ağzımı açtığımda ne söyleyeceğimi bulamadım.
"Kabus mu gördün?"
"Kabus değildi." Yüzümden akan yaşlar kezzap gibiydi, geçtiği yerler alev alıyordu. "Kabus değildi."
![](https://img.wattpad.com/cover/39972556-288-k59416.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Fiction générale"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...