Bölümü başından beri beni yalnız bırakmayıp takip eden
haticeazmazz ve TCKirazErdem ithaf ediyorum.
***
"Aile mi özledim."
Sonra sustum. İki kelime söylemiştim ama kalbim bunları bile dile getirdiği için rahatladı. Huzur buldu. Şimdilik bu kadarı bile yeterdi. Konuşmadım. Yağız ise konuşmam için bekliyordu. Aradan geçen sessiz dakikaların eskimişliğini bozan Yağız'ın sitemi oldu.
" Bu kadar mı?"
Ailemi özledim. Bundan daha büyük başka bir derdim yoktu ki. İki kelimenin anlamı benim yanlızlığımdı. İki kellimenin anlamı benim yaşanmışlıklarımın bir daha yaşayamayacak olmasıydı. Bir daha anne diye seslendiğim de beni duymayacak olmasıydı. Baba dediğimde Söyle kelebeğim kelimesini hissedemeceğimdi. Beni kendinden daha çok seven Arda'nın olmamasıydı. Söylediğim iki kelimeydi. Dışardan bakan biri için boş ve sade ya da önemisiz gibi olan iki kelime...
Ama benim tüm sırrımdı... Özlemimdi... Hasretimdi...
" Hala bana güvenmiyor musun?"
Yağız'ın ısrarının rahatlamam için olduğunu biliyordum. Zaten çoğu şeyi biliyordu. Ama ses tonunda ki sitemi de görmezden gelemediğim için kalbim acıyordu. Ben Yağız'a kendimden daha çok güveniyordum. Ama nedense kelimelerimi kafamın içinde hapis etmiş dile gelmesine engel olan garip bir his vardı.
Aşk...
" Tamam." Geriye doğru çekildi. Gülümsüyordu ama zoraki olduğunu biliyordum. " Anladım." Bana bakmayı bırakıp geriye yaslandı." Bana güvene kadar bekleyeceğim." Yağız artık bana bakmıyordu ama ben dikkatle onu izliyordum. Derin nefes alarak başını iki yana salladı. Gözlerini kapatarak geriye yasladı başını.
Kırıldığına şahit olan gözlerim vardı ve Yağız'ı üzdüğüm için üzülen bir kalbim. Ona güvenmediğimi düşündüğünü söylüyordu. Hayal kırıklığı yaşadığını biliyordum. Belki de benim için onca şey yapmışken hala niye ona anlatmadığıma kırgındı. Anlatmadığım değildi aslında anlatamadığımdı. Anlatamazdım. Neler yaşadığımı niye bu halde olduğumu anlatacağım en son kişi Yağız'dı.
Hem neyi anlatıp rahatlayacaktım ki? Babasının acımasız bir katil olduğunu mu? Onun yüzünden bu hale geldiğimi mi? Hayatımda hiç gerek duymadığım kini nasıl bana yerleştirip intikam almaya başladığımı mı? Çok saçma. İnsan sevdiğine bunları söyleyip canını yakamazdı. Sevgisine, şefkatine sığınırdım ama acımı paylaşamazdım.
Derin nefes alarak rahatlamaya çalıştım. Onun ben de aşkı yaşaması lazımdı. Acıyı değil. Böyle söylüyordu kalbim. Bu sefer de onu dinledim. Anlımı Yağız'ın omzuna koyup gözlerimi kapattım.
" Bekleme." Dedim. Bir an da. Düşüncelerimin karmaşıklığından dolayı aptal gibi sitemi daha da artıran yanlış kelime ile başlamıştım." Bekleme. " Diye düzeltmeye çalıştım ses tonumu daha dikkatli tutarak."Çünkü ben zaten tümüyle sana güveniyorum. Hayatımda ailemden sonra hiç kimseye güvenmediğim kadar çok hem de. Kendime bile güvenmezken sana güveniyorum. Senin varlığınla huzur buluyorum."
" Ama ölmek istiyorsun."
" Eskiden. Evet. İstiyordum. Ama şimdi." Omzuna koyduğum başımı olumsuz anlamda salladım. Söylediklerimi hissetmesini istiyormuşum gibi." Şimdi istemiyorum."
" Bugün ki yaşadığın ne o zaman."
" İçim de birikmiş acının dışa vurumuydu sadece."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Fiction générale"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...