Medya; ben...
Son bölüm yayınlandı. Nasıl bir duyguda olduğumu anlatmaya kelimeler yetmez ama yine de yazmak istiyorum. Burası benim ikinci ailemdi, ikinci yaşamım. Her bir karakterimle tanışırken yeni arkadaşlar ediniyormuşum gibi hissettim. İlk başta onları tanımadan başladım hikayeye, sonrasın da hikayelerini öğrendikçe yavaş yavaş ne hissettiklerini anladım. İnsan ilk karşılaştığı an ile birlikte zaman geçirdikten, onları daha yakından tanıdığı an hissettikleri çok farkı oluyordu. Başta boş gelen duygular zamanla dolmaya başladı. Kurgu ilerledikçe karakterler kalemi elimden aldı kendileri yazmaya başladı. Belli bir bölümden sonra onların bana hissettirdikleriydi yazdıklarım. Okuduklarınız... Okurlarım...
Bir de karakter arkadaşların yanında kurguyu ilerleten, ilhama can veren okurlarım vardı. Beni hiç yalnız bırakmayan sizler...Kurgu kuzenlerimle ve kardeşimle konuşurken geldi aklıma onlarla şekillendi, onlarla birlikte cümlelere büründü. Sayfaları doldurdu ilerledi. Deftere yazıyordum. Kardeşim ve kuzenlerim okuyordu ilk. Sonra buraya atmaya karar verdim. Defterden bilgisayara geçirdim. Bölüm bölüm buraya işledim.Yaşım sizinki kadar genç değil, öyle dedim diye çok da yaşlı zannetmeyin ama orta yaşlardayım. Cahit sıktı Tarancı'nın "Yaş 35 yolun yarısı" dediği kısmin iki adım gerisindeyim... Bu yüzden yazarken iş arkadaşlarım vardı onlar okuyorlardı ilk. Onlar bana heyecan yaşatıyordu. İş yerinde attığım bölüm üzerine konuşuluyordu. Uzakta ki arkadaşlarım her bölüm atışım da ve okudukların da mesaj atıyorlardı. Size garip gelebilir ama bir şey itiraf etmek istiyorum. Ben yazmadım yazarken yaşadım neredeyse. Arya ağlarken ağladım, canı yanarken canım yandı, Karnı ağrıdığında karnımı tutuyordum. Ayağını sehpaya çarptığın da acısını hissettim. Korktuğunda, yalnız hissettiğinde, yarışlara katıldığında, Kerem'e sarıldığında, kuşlara dokunduğunda, ayağının altında zemin kaydığında hepsini hissettim. En çok da aşık olduğunda...Arya'nın aşkıydı yazdıklarım ama en yakın şahidi bendim. Buraya yazılırken hep hissederek yazdım. Hissetmediğim hiç bir şeyi atmak istemedim. Bu yüzden gecikti bazı bölümler, uzun uzun ara verişlerim, yazılmasının 6 yıl sürmesi... Hepsi bu yüzdendi. Bir keresinde bir bölümde Arya'nın ailesinin acısına dayanamadığı için ölüme yürüyüşünü yazmıştım. Bir okurum ailemin gerçekten öldüğünü düşünmüş. Bana dedi ki; bunları sen yaşadıysan eğer çok üzüldüm. İnşallah Aileni gerçekten kaybetmemişsindir. Bir okurum yazdığım intikamı içinde hissettiğini söyledi. Seri katil kitabı yazacak kadar acımasız olabileceğini söyledi. Denedim gerçekten, yazdığım karakter çok acımasız bir kimliğe bürününce vazgeçtim. Yazdığım satırları arkadaşıma okuduğumda kan tadını ağzında hissettiğini söyledi. Bu yüzden vazgeçtim:) Bir okurum, okurlarım, iş yerinde ki arkadaşım Yazdığım aşk bölümde benim aşık olduğumu o yüzden böyle aşk dolu satırlar yazabildiğimi zannetti. Ama bu duygunun benimle alakası yoktu. Arya'nın aşkıydı. Her şey kurguydu ama karakterlerle ve hissettirdikleri birleşince ortaya bu kitap çıktı. ,BİR YAZAR! İÇİN BUNUN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ASLA TAHMİN EDEMEZSİN.
Yazılanları okurun hissetmesinin yazan kişi üzerinde ki etkisini bilemezsiniz. Muhteşem bir duygu. Bu arada Ailem yaşıyor bu anlattığım Arya'nın hikayesiydi, hissettiklerini sizin de hissetmeniz bana en büyük mutluluktu. Duyguların okura geçmesi en güzel MUCİZEYDİ. Burada tanıştığım okurların bazılarıyla gerçek hayatta bir araya geldim. Birlikte çay içtik, sohbet ettik. Hatta bazılarınız evine davet etti. Semaver de demlenmiş çay ile hazırlanan muhteşem sofra ile karşılandım. Ne muhteşem. Hala tadı damağımda. Sadece hazırlananların değil, bana duyulan sevginin ve samimi karşılamanın... İnanın buraya yazmaya kelimeler yetmiyor. Çok güzeldi.
Her bölüm isteyişiniz de, okurken yaptığınız yorumlar da, ara verdiğimde dm'den attığınız merakınız da... Hepsi ama hepsi çok özeldi. Çok güzel hissettirdi.Hani bazılarınız iki üç kez okuduğunu yazıyor ya o anın nasıl hissettirdiğini de anlatamıyorum. Bir kurguya yazardan daha çok sahip çıkmak bu, asla yalnız bırakmamak, bağlanmak... (Boğazım düğümlendi gerçekten. Yutkunuyorum şuan)Vedalaşmak ne zormuş... Bitirmek için o kadar çabaladım ama bitmiş olması bir daha o kurguya bölüm atmayacak olmak ne zormuş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
פרוזה"Sen bana nefretle bakarken ben seninle ailenden sana kalan en değerli mirasmış gibi sahiplendiğin çayı içmeye can atmaya başladım. Evden nefret eden ben evin mutfağında çıkmıyordum artık. Bıraksam kendimi mutfakta uyuyacaktım, seni daha fazla göreb...