55.BÖLÜM-BİLMEDİĞİMİ Mİ SANIYORSUN?

4.9K 341 148
                                    

Ben daha ne olduğunu anlamadan soruma cevap vermeyip sıkıca sarıldı. Yağız'ın sarılmasına şaşırsam da, şaşkınlıktan daha çok endişe belirdi. Yağız, Kemal Arıkan'ın oğlu olmasının yanın da tanınmış ünlü avukat kimliğindeydi. Ofisi de buralara yakın olmasını hesaba katarsak birilerinin Yağız'ı tanıma ihtimali oldukça yüksekti. Beni tanıyan çıkmazdı ama Yağız tanındığı an ucu benim kim olduğuma uzanırsa o zaman kimliğim ortaya çıkardı.

Yağız'ın sıkıca sarılmış kolları arasın dan sıyrılarak başıma kapşonumu geçirdim. Olduğum yerde yok olmak sözcüğünü büzülerek yaşıyordum. Sanki öyle yapınca beni fark etmeyeceklermiş gibi. Elimle yüzümün yarısını kapatırken göz altından etrafı hızla taradım. Birileri bizi izliyor mu diye. Karşı masada iki genç kız kıkırdayarak bize bakıyordu. Onlara baktığımı görünce hızla önlerine dönüp başka şeyle ilgileniyormuş gibi yaptılar. Garson kızında garip bakışları vardı bana karşı. Acaba garson kız cafeye geldigim iki gün boyunca bana hep böyle mi bakmıştı? Yoksa bu bakış Yağız yanım da olduğu için miydi? Çözememiştim. İki gündür buradaydım ama hiç etrafıma dikkat etmediği mi fark ettim. Odaklandığım tek şey Yavuz'u araştırmak olmuştu. Bu kız bana daha öncede mi böyle bakıyordu bilmiyordum. Kızın gizemini çözmeye fırsat bulmadan kaçırdım bakışlarımı.

Yağız'ı görmenin heyecanını yaşayamadan bana sarılmasına kızacak duruma gelmiştim. Şu durum da artık çok geçti.Yüzümü kapatmaya çalıştığım elimi hafif çekerken Yağız'a baktım. Yarı şaşkınlık yarı alaylı ifade vardı gözlerinde. Başını yana eğmiş ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu sanki.

" Arya.Ne yapıyorsun?" Ben birileri bizi tanıyacak endişesiyle kıvranırken Yağız'ın ses tonuna bakılırsa gayet rahattı. Kafe ye girdiğim an üzerim de olan garip bakışları koybolmuş gibiydi. Niye bana endişe ile sıkıca sarıldığına cevap bulamadım. Ama Yağız'ın olanları yüzümden okuduğuna emindim.

" Sence." Dedim. Sitemle.

" Bilmiyorum." Cevabıyla kaşlarım çatıldı.

" Yüzümden okumuyor musun?" Birilerinin beni duyacak korkusun dan fısıltı ile konuşuyordum.

" Hayır." Başını iki yana salladı." Okuyamıyorum."

" Okusan iyi edersin." Hızla etrafa tekrar göz gezdirip Yağız'a baktım." Yoksa hiç iyi olmayacak."

Sanki söylediklerim umurunda değilmiş gibi duruyordu. Benim gibi kaşları çatıldı.

" Şuan yüzünde okuduğum tek şey yanağında ki kızarıklık."

" Sonun da fark ettin.... Ne?" Derken şaşkınlıktan sesim yüksek çıktı. Ne dediğini anlamam biraz geç olmuştu. Hızla kendimi toparladım." Ne kızarıklığı?" Elim yüzüm de gezindi. Neden bahsettiği hakkın da en ufak bir fikrim yokken çeneme doğru bastırdığım da sızladığını hissettim.

" İyi de yüzüme zarar verecek bir şey yapmadım ki?"

" Emin misin?"

" Yani..." Aklıma gelen düşünce ile kelimelerin önüne set çekmiş gibi hızla sustum. Garson sesimi çıkarmayayım diye ağzımı kapatmıştı. Tabi ben kaçmak için hareketlenince de daha fazla güç kullanmıştı. Ama yüzüm de ki kızarıklığın şimdiye kadar geçmemiş olması garipti. Hem bu saate kadar hiç acımamıştı da. Elimi yüzüm de daha fazla gezdirmeden çektim. Yağız'a baktım.

" Ne zaman olduğunu hatırladın galiba." Ses tonunda ki imayı anlamamak için saf olmalıydım. Ne olduğunu biliyorum der gibi bakıyordu.

" Hatırlamıyorum." Dedim. Bakışlarımı kaçırarak." Belki farkında olmadan bir yerlere çarpmış olabilirim." Bakışlarım yine garson kızda takılı kaldı. " Belki elim yüzüm de fazla kalmış bu yüzden kızarmış olabilir."Yağız'a hayranlıkla bakıyor desem kız bana bakıyordu. Yağız'ın yanın da olduğum için bana sinir olmuş gibi de durmuyordu. " Garip."

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin