"Yanında hayat bulduğun kişi ile nefes almak bir ömre bedeldir..."
Uykumun en güzel yerinde duyduğum ağlama sesi ile uykumdan aniden gözlerimi açtım.
Ama anneciğim bir gecede beş kere de insan uyandırılmaz ki...
Sarıldığım kocamdan uzaklaşırken elini gözlerine koyup gözlerini ovaladı ve esneyip eliyle dur işareti yaptı.
"Sen uyu güzelim ben bakarım."
Ona içten bir gülümseme ile bakıp başımı geri yastığa koydum. Kocam Bey bebek odasına giderken kapattığım gözlerimi geri açıp ayağa kalktım.
Esneye esneye bebek odasına gittim. İçeriye girmek için adım attığım sırada duraksayıp kapının önünde durdum.
Kocam yatağında uyuyan kızımızı kucağına alıp yorgun ve uykusuz yüzüne endişeli bir ifade takındı.
"Kızım? Niye ağlıyorsun? Ne derdin var anlamıyorum ki. Haklısın babacığım. Aynen aynen. Öyle mi kızım? Tamam tamam. Kızma sen."
Kendimi tutamayıp gülerken kızımızın sırtına elini koyup minik kızıyla sohbet etmeye başladı.
"Babasının güzeli. Uykuyu aldın tabi. Gündüzleri uyu geceleri böyle baba ile oyna. Sen var ya sen. Çok güzelsin sen."
Hayran hayran karşımdaki manzaraya bakarken zavallı kızım tişörtsüz olan babasının omuzunda duruyordu ve babasına gülüyordu.
"Kurban olduğum Allah'ım bana böyle bir çocuk nasip ettiğin için ne kadar teşekkür etsem az. Gülüşü bile güzel."
Elimi göğsüme koyup gülerek omuzunu kapıya yasladım. Kızımız bebek dili ile babasına bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
"Ha kızım? Öyle mi? Bak sen bak. Ee daha ne olmuş? İşin gücün babayla dedikodu yapmak. Yanlız sen böyle güzel bakarsan baban seni ısırır yer."
Bebek beşiğinin üstündeki rafta duran kurbağa oyuncağını alıp kızımıza gösterirken, "Bak kızım kurbağa." dedi.
"Tabi sen önce anne demeyi öğren, babacığım. Normalde baba desen güzel olur ama annene haksızlık olur. O yüzden önce anne diyeceğiz kızım. Tekrar et bakayım. An-ne... Kızım öyle bir annen var ki, baban her baktığında ona yeniden aşık oluyor."
Kızımızı sıkıca tutarken koltuğa uzanıp minik kızımızıda göğsüne yasladı.
"Sen büyüyeceksin. Kocaman kız olacaksın. Sonra biz seninle bol bol oyun oynayacağız. Birlikte çay partisi verip dedikodu yaparız. Bunları yapmamız için büyümen gerek kızım. Çabuk büyü tamam mı?"
Kendimi daha fazla tutamayıp dünyalar tatlısı kocamın yanına gittim ve onun arkasından boynuna sarıldım.
"Basıldık kızım." diyerek mırıldanırken, "Dünyanın en güzel babası olabilirsin." dedim.
"Nehir?"
"Efendim?"
"Kızımız önce baba derse üzülür müsün?"
"Hayır tabiki de. Üzülmek yerine çok mutlu olurum. Çünkü kızımızla aynı adamı seveceğim."
"O adam da sizi çok seviyor."
Hafifçe tebessüm ederken koltuğun boş kalan kısmına uzandım. Kocam Beyin omuzuna başımı yaslarken işaret parmağımızı kızımızın yanağına koyup yanağını okşadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
ChickLitİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...