48.BÖLÜM

17.8K 930 588
                                    

"Gülen yüzler..."

Sabah saatleri olmasına rağmen bütün mahalleyi et kokusu ve mangal kokusu sarmıştı.

Nefes alıp verdiğim her an et kokusunu alıyordum. Abim ve babam hemen karşımda tatlış bir koyunu kesmişti. Abime katil gözü ile bakarken sinsi sinsi gülüp, "Kuzu senide keseyim mi?" diyerek şaka yapıyordu.

Ayağım ile toprak zeminde 'E' harfi oluştururken saygı değer sevdiceğimden bayram mesajı bekliyordum. Beyefendiye trip attığım için kendisine mesaj atmıyordum.

Paşamdan toplu bayram mesajı bile almamıştım. Ne bileyim millete toplu bayram mesajı atarken banada atardı sonra bende onunkini kutlardım. Sonra hayat bayram olurdu.

Somurtarak telefonumu kontrol ederken valide sultanın adımı seslenmesi üzerine anneme döndüm.

"Hayırdır kuzum? Neyin var?"

Annem yanıma gelip oturunca asık yüzüm ile anneme baktım. "Saygı değer damadın bana bayram mesajı atmıyor." dedim. Sesimi annemin duyacağı tonda ayarlamıştım. Annem gülüp elimi tuttu.

"Annecim dert ettiğin şeye bakar mısın? Biz babanla flört ederken baban bana günaydın mesajı bile atmazdı. Bakma şimdi adam ettim de günaydın demeyi öğrendi. "

Anneme bakıp gülümsedim. Tuttuğu elimi okşayıp, "Üzülme." dedi. Ama anne insan yinede sevdiğinden bir mesaj bekliyor işte.

"Çocuk doktor annem. Nöbete gidiyor hali ile uykusuz kalıyor. Birde bugün bayram olunca vakit bulamamıştır. Ama atar dert etme."

Anneme tebessüm ederek bakarken, "Valide?" dedim. Bana bakıp gülümsedi. Yanımda olduğun için teşekkür ederim anne.

"Bazı anneler kızları ile asla böyle konulardan konuşmaz ama sen bana yardımcı oluyorsun. Yanımda olduğun için teşekkür ederim anne."

Annem kollarını açıp bana bakarken açtığı kollarının arasına girdim. Annemin o anne kokusu burnuma dolarken içten bir şekilde sarıldım.

"Anne! Kıskanıyorum ama ya!"

Abimin sesi ile ikimizde abime baktık. Abime dil çıkarıp anneme daha sıkı sarıldım. Abim yüzünü buruştururken dilimi çıkarıp abime dil çıkardım.

"Ayla? Sana zahmet suyu açar mısın?"

Annem, başını sallayıp benden ayrılır iken direk telefonumu kontrol ettim. Atmamıştı. Somurtarak ekrana bakarken saniyeler içinde üstüme su geldi.

Abimin kahkası bütün bahçede duyulur iken telefonumu sudan çektim. Islanan üstüm ile ayağa kalkarken annem ve babamda gülüyordu.

"Yani aşk olsun! Burada minnoş kızınız ıslansın. Ama siz gülün! Seninde alacağın olsun abi. Deniz gözlüm diyip bağrıma bastım seni ama sen ne yaptın?"

Abim elindeki hortumu babama verip yanıma geldi. Islak saçlarımı geriye atıp sevimli bir şekilde gülümsedi.

"Güzelim çiçek sulamak da mı suç oldu? Solgun solgun duruyordun. Bende sulayimde gülüşü ile açılsın dedim."

Abime gülümseyip çaktırmadan babama baktım. Babam başını salladı ve yüzümdeki ifade ile beni anladı ve elindeki hortumu abimin üzerine tuttu. Deniz gözlüm ıslanırken gülme sırası bendeydi.

"Adının hakkını verelim dedik abiciğim."

Abim dik dik üçümüze bakarken aniden kahkaha atmaya başladı. Hepimiz bahçemizi şen kahkahalar ile doldurken, Gökhan Abi'nin sesi duyuldu. Gökhan Abi bağırarak bahçeye gelirken yüzünde telaşlı bir ifade vardı.

Düşman Mahalleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin