"Kan bağı olmadanda aile olunur..."
Selin'den...
Nefesimin yettiği yere kadar koşmaya devam ederken, ayaklarım artık durmam için bana bas bas bağırıyor gibiydi.
Nefesim tükendiği için durup ellerimi dizlerime koydum ve nefesimin düzene girmesini bekledim.
Birkaç saattir durmadan koştuğum için olsa gerek çok yorulmuştum. Arada mola vermiştim fakat saniyesinde geri koşmaya devam etmiştim.
Bir Selin klasiği; bir şeyi istiyorsan çabalaman gerek.
Gerçi ben ne istediğimden de emin değildim.
Bu kadar molanın yeterli olduğunu düşünüp geri koşmaya başlamak için harekete geçtim.
"Merhabalar makyaj güzeli."
Duyduğum sesin kime ait olduğunu net bir şekilde anlamıştım. Ama arkamı dönmek yerine doğruca gitmeyi tercih edecektim. Koşmaya başlayacağım sıra kolumun tutulması ile bu eylemim gerçek olmadan sona erdi.
"Ne vardı?"
Arkamı dönüp atarlı kız havası verdim. Buğra önce güldü sonra at kuyruğu olan saçımı öne attı. Yanında olan yeşil gözlü oğlanı fark edince gülümsedim.
"Başka yerde koşsam iyi olacak."
Buğra yeşil gözlü oğlana bakıp gülümsedi. Yeşil gözlü oğlan, hafif tebessüm edip yanımızdan ayrıldı.
"Nehir'in selamı var!"
Yüzünü görmesemde güldüğüne emindim. Yeşil gözlü oğlan gözden kaybolurken Buğra denen oğlana baktım.
"Naber sarışın?"
"Sana ne?"
Geri koşmaya başlayıp Buğra'yı arkamda bıraktım. Çok geçmeden yanımda koşmaya başladığında göz devirdim.
"Bak sarışın, bence bizi birleştiren kader. Kadere karşı gelmemek gerek. O yüzden direkt konuya dalış yapacağım."
Koşmamı yarıda bırakıp Buğra'ya baktım. Oda durup güldü.
"Sen çıksana benimle?"
Dediği şeye karşın koca bir kahkaha atmak istesemde kahkaha atmak yerine sadece gülmek ile yetindim.
"Olur."
"Harbiden mi? Sen ciddi misin?"
Gülmemi kesip dik dik Buğra'ya baktım."Oradan bakılınca ciddi bir halim varmış gibi mi duruyor? Saçmalık." dedim.
"O halde ben kabul ediyorum."
Tek karşımı kaldırıp merakla "Neyi?" dedim.
"Bir hafta önce telefonda bana çıkma teklifi ettin ya ben de olur demiştim ama pek ciddiye almamıştım. Bak şimdi aldım."
Güldüm. Buğra'nın omzuna elimi koyup tekrar güldüm. "Aramızda ki fark ne biliyor musun?" dedim. Merakla bana bakarken, "Ne?" dedi.
"Sizinle düşman olmamız, değişmeyecek olan tek şey."
Tek gözümü kırkıp koşmaya devam ettim. Yalnız başıma.
Düşmandık...
🌃🌃🌃
Abimin dizine yatmış işsiz gibi televizyon izlerken diğer yandan ofluyordum.
"Deniz Gözlüm, iftara kaç dakika kaldı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
Chick-Litİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...