"Bir varmış ve hep var olarak kalacakmış..."
Heyecanla etrafa bakıp köy havasını nefesim yettiğince içime çekerken rehberimiz Barış Abi heyecanla ellerini birbirine vurdu.
"Burasıda benim köyüm kankileytolarım."
Hepimiz merakla etrafa bakarken kuzuları ve keçileri gören Buse, "Kavurma!" diye bağırarak onların peşinden gitti.
"Doğal ortam diyip duruyordun, Emir. Al sana doğal ortam. Git koyun sev inek sev. Buyur."
Buğra isyan ederek Emir'e yakınır iken Emir merakla etrafa bakıyordu. "Barış? Tavuklarda size dahil mi?" dedi merakla Barış Abi'ye bakarken.
"Biraz hayvanları yemek yerine onları sevseniz olmaz mı? Hayvansever olmak sizi ısırmaz."
"Ya ben hayvan severim. Ama hayvan sevemem. Ama yerim. Çünkü kurban olduğum Allah'ım bize onları yemek için yarattı. Ama növ at eti."
Barış Abi yüzünü buruşturmak ile yetinir iken önünde durduğunuz evin içinden yetmiş yaşlarına nam salmış bir kadın çıktı.
"Oy anam oy! Kim gelmiş?"
"Ultra yakışıklı torunun geldi anneanne."
Barış Abi, yaşlı kadına doğru sarılmak için hamle yaptığı sırada yaşlı kadın onu es geçip elinde kuzu ile duran Buse'nin yanına gidip ona sarıldı.
"Oy benim güzeller güzeli torunum gelmiş. Yanında da getirmeyecise abisini getirmiş. "
Buse, Barış Abi'ye nispet bakışları atıp, "Yüzsüz işte anneanne." dedi. "Kovuyoruz gitmiyor. Sığıntı gibi çöktü." diyerek devam etti.
"Ne olacak? Dedesi kılıklı!"
"Dimi benim tontonum. Bak sana kimleri getirdim. Bunlar benim en yakın arkadaşlarım. "
Hepimiz yüzümüze sevimli bir gülüş takınır iken Barış Abi, "Kankalar." dedi. Abim ona sus işareti yaparken devam etti.
"Ben size bir şey demeyi unuttum. "
Hepimiz Barış Abi'yi tınlamak yerine yaşlı kadına odaklanmıştık. Barış Abi hala bize seslenir iken yaşlı kadın araya girdi.
"Anam anam! Buse kızım, bu kızlar pek bir güzel. Maşallah. Gelin bakayım güzel yüzlü kızlarım. "
Selin ve ben ilk önce yanlarına giderken yaşlı teyzeye ürkütücü bakışlar atan yengem ve Mira en son geldi.
"Bak hele şu şehirlilere! Ne bu assolist gibi gelmişsiniz."
Gözlerim üstümdeki kıyafetleri bulurken kaşlarımı çattım. Her zamanki Nehir tarzı giyinmek dışında bir şey yapmamıştım.
"Busem benim güzel torunum. Sen zayıfladın mı?"
"Evet anneannem ya. Az yiyorum."
"Aman aman! Ben sana bol bol yemek yaparım yersin kızım. Kız sarı gel bakayım sen!"
Selin merakla yaşlı kadının yanına giderken yüzündeki ifade korku filmi izler gibiydi.
"Kız bu zayıflık ne? Hiç mi ekmek vermiyorlar sana? Bir deri bir kemik kalmışın. Sen bana hatırlat seni etli butlu bir şey yapayım. "
Buğra kendini tutamayıp gülerken Selin ona dik dik bir bakış attı. "Hele ne gülüyorsun?" diyen yaşlı teyze sinirle Buğra'ya baktı.
"Evet Buğra ne gülüyorsun? Komik mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
ChickLitİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...