12.BÖLÜM

30.4K 1.6K 420
                                    

"Bizim mahallemiz..."

    Eğer bir mahallede yaşıyorsanız dünyanın en şanslı insanısınızdır. Hele ki o mahalle bizim mahalleyse...

   Herkes elinde yemekler masalara koyarken uzaktan olayla alakası olmayan biriymiş gibi uzunca süre seyrettim. Dedemin Gökhan Abi'yle kahkaha atarak konuşması, annemin ve birkaç kadınların yemek telaşı, Barış Abi'nin Buse ile alfabe oyunu oynaması ve Ali Abi'nin Selin'e merakla bir şey anlatması. Abim mi? Babamın yanında, babamı gururlandırıyordu.  Bir de; düşman mahallemiz...

   İki mahalle meydandan ikiye ayrıldığı için onlarda orada oruçlarını açacaktı. Bizim gibi. Meydan da yemek yemek iki dedenin birbiri ile inadı yüzünden ortaya çıkmıştı.

    Yıllar önce karşı mahalleden Hasan Dede meydanda Ramazan için  yemek vereceğini söylemiş. Bunu duyan dedem aynısını yapmış. O gün bu gündür Ramazan Ayında herkes evinden yemek getirir meydanda birlikte yeriz.

    Ortada uzun bir kırmızı çizgi olsada sanki iki mahalle birleşmiş de Ramazan'ın ilk orucunu hep beraber açıyor gibiydik.

   Yeşil gözler...

   Oda köşede kalabalıkta olan çocuklar ile oynuyordu. Reisliğinin hakkını verir gibi...

Kendi kendime gülerken mahallemizin Küçük Meltem'i aniden elimden tuttu. Meraklı gözlerle Meltem'e bakarken gülümsedi. "Yeşil gözlü abi uzun süredir sana bakıyor." dedi. Küçücük boyu var ama aklının ermediği yer yok mübarek. Yeşil gözlü oğlan bana mı bakıyordu?

"Yanlış görmüşsündür küçük hanım. O Aslı'ya bakıyordur."

"Aslı kim?"

"Boşver. Bilmesen de olur."

  Meltem'i uzun masanın kenarına götürüp bir tane sandalye aldım. "Burada otur. Ayak altında gezme sonra teyzeler kızar." dedim. Meltem gülümseyip elini yanağıma götürdü. "Nehir Abla, sen..." dedi ama cümlesi yarım kaldı.

"Nehir!"

   Annemin seslenmesi üzerine Meltem'in yanından ayrılıp annemin yanına gittim.

"Nehir şunu masaya koysana."

   Annemin uzattığı bardak tepsisini elime alıp masaya koydum. Ali Abi'ye bakıp "Aliş!" diye bağırdım. Anında bana baktı ve güldü.

"Buyur bacım?"

"Saat kaç?"

Ali Abi gülüp saatine baktı o sıra Gökhan Abi dünyanın en saçma esprisini yaptı.

"Saat kaçmaz."

   Abim elindeki plastik bardakları Gökhan Abi'ye attı ve öfke ile konuştu.

"Oruç olmasam seni döverdim ama dua et açım ve halim yok."

"İnşaatta kafama güneş geçti kanka. Yoksa ben çok zeki biriyim."

Bizimkiler üstüne çullanmamdan sonra gururlu yiğitlerimiz inşaata gidip oruç oruç orada çalışanlara yardım etmişlerdi. Abim eve geldiğinde havuzdan çıkmış gibiydi, her yeri ıslaktı. Uzun bir duş aldıktan sonra soluğu burada almıştı. Eminim ki akşam eve erkenden gidip kendisini uykunun kollarına bırakacaktı.

"İftara son on beş dakika!"

   Annem başta olmak üzere bütün kadınları hızlı bir telaş sardı. Mahallemiz ayaklı dedikodu makinası olan Necla Abla o telaş arası milletin dedikodusunu yapıyordu. Gözlerim merakla yan tarafa kaydı.

Düşman Mahalleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin