"Sanırım üç oldu..."
Ayaklarım ile yerde uydurduğum ritme son verip camdan evin içine baktım.
Görüntü alanıma abim girmişti. Öylece yere bakıyordu. Görüntü alanıma dedem de girince dedemi incelemeye başladım. Abime bir şeyler diyordu fakat abim sadece eğik olan başı ile yere bakıyordu. Dedemin dediklerini duyabilmek için kulağımı cama doğru tuttum fakat bir şey duyamadım. Biraz daha cama yakınlaşıp kulağımı koydum. Koyar koymaz pencere açıldı. Kulağımı çekip pencerenin diğer tarafında bana bakan abime baktım.
"Dedem gitti, boşa uğraşma."
Abime yavru kedi gibi bakıp kafamı yere yeğdim."Ne dedi dedem?" diye sordum, abime karşın canlı bir ses tonu ile. Abim oflayıp saçlarını karıştırdı. Dağılmış olan saçları ile çok komik oluyordu. Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Abim, bana dik dik baktıktan sonra oda gülmeye başladı. Gülmemi kesip dudaklarımı birbirine bastırdım. "Delisin kızım sen." dedi sevimlice. Kaşlarımı çatıp dik dik abime baktım.
"Delisin tabi, ama tatlı deli. Bir de yapma kaşlarını öyle aynı dedeme benziyorsun."
Ellerimi kaşlarıma götürüp iki kaşımı da elimle biraz daha çatık yaptım. Sesimi kalınlaştırıp "İki mahalle asla bir araya gelmeyecek o kadar." dedim. Abim kahkaha atarken, "Benim sesim o kadar kötü değil, torun." diye dedeme ait ses duydum. Abim gülmesini keserken ben de alt dudağımı ısırdım. "Fena yakalandık be maviş." dedim sessizce. Abim kafasını sallayıp dedeme baktı. Dedem dik dik bize bakıp gülmeye başladı.
Abim de dedeme eşlik ederken ben de öylece bakıyordum. Yahu, bizim ailede genetikti galiba bu gülme. Dedem, abime, "Dediklerimi unutma!" dedikten sonra gitti. Dedemin gidişini izledikten hemen sonra abime, "Ne dedi?" diye sordum.
"Mahalledeki gıybetçi kadınlar gibisin, bir şeyi de bilme hanımefendi."
Abim cümlesi biter bitmez pencereyi yüzüme kapattı. Sinirle ona bakarken öfke ile bağırdım.
"Kardeşe pencere kapatılmaz abi!"
🌃🌃🌃
Selin beni tayfadan uzak bir yere doğru çekiştirirken sonunda bıraktığı kolumu ovalayıp kaşlarımı çattım.
"Umarım kanka üç gün sonra öleceksindir de onun haberini vermek için kolumdan tutup beni buraya getirmişsin. Ha, yok başka bir şey diyecek isen üç gün içinde ben seni öldüreceğim."
Selin uzun süre düşündükten sonra "Allah korusun mal! Ben ölsem bu dünyadan bir güzel yok olmuş olacak o yüzden olmaz." dedi. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp arkamızda kalan tayfaya baktım. Gökhan Abi salıncakta sallanıyordu, Barış Abi ve Ali Abi'de taktıravelli de saçma sapan şeyler yapıyorlardı. Abim ve Buse'de oturmuş video izliyordu.
"Gruptan gizli saklımız mı var kızım? Niye buraya geldik? Dökül artık!"
"Ya canım kankam. Benim sana işim düştü."
Göz devirip, "Şaşırmadım." dedim."Bu sefer hangi oğlana Selin öldü diyeceğiz?" diye sordum dalga geçerek. Selin omuzuma vurup "Ölüm yok be!" dedi. Omuz silkip arkamdaki duvara yaslandım. Selin'e anlatmaya başlaması için işaret verdiğimde gülümsedi ve anlatmaya başladı.
"Şey, hani ben lunaparkta bir çocukla tanıştım sonra numarasını filan almıştım ya. Hatırlıyorsun değil mi?"
"Evet hatırlıyorum. Sonuca gelelim şimdi."
"Heh işte o çocuk buluşalım, dedi. Ben de kıramadım kabul ettim. Akşam, boks kulübünün olduğu yerde buluşacağız. Şimdi tek gidemem. O yüzden sen de benimlesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
ChickLitİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...