"Biri geliyor, tüm düzeni bozup yeni bir dünya kuruyor..."
Dört Ay Sonra...
Midemdeki her şeyi tek seferde kusarken dudaklarımı elimle silip tuvalet kabininden çıktım.
Elimi yüzümü yıkayıp solgun yüzüme aynadan bakarken durup zihnimin içinde kendi kendime düşünmeye başladım.
Birkaç gündür sıklıkla süren mide bulantım ve kusmam vardı. Elimden geldiğince yeşil gözlüme belli etmeyeye çalışıyordum ama bazen bunda pek başarılı olamıyordum.
Derin bir nefes alıp elimle saçlarımı dağıtırken zihnimin içinde koca bir düşünce vardı.
Kendime çekidüzen verip tuvaletten çıktım. Bugün bu tuvaletle baya içli dışlı olmuştum.
Kendime içecek makinesinden su alıp ağzımdaki kusmuk tadını alsın diye tüm suyu tek seferde kafaya diktim.
Boş şişeyi çöpe atıp hastanenin bahçesindeki eczaneye doğru yürüyeme başladım.
Kendimi hem yorgun hissediyordum hem de durup ağlamak istiyordum.
Eczaneye gelir gelmez içeriye girip görevli genç kıza gülümsedim.
"İyi günler. Şey... Bir tane hamilelik testi alabilir miyim?"
Görevli kız tebessüm ederek bana hamilelik testini uzatırken alt dudağımı ısırdım.
Son günlerde tüm belirtiler beni hamilelik testi almaya itmişti.
Bir yanım ya hamileysem diye düşünürken diğer yanım ya hamile değilsem diye düşünüyordu.
Kendi kendime düşünmeyi bırakıp görevli kıza ödeme yapıp hamilelik testini beyaz önlüğümün cebine koyup hastaneye doğru geri gittim.
Hastaneye gider gitmez kendimi bugün bütün vaktimi harcadığım tuvalete atarken kendi içimde kendimi yiyip duruyordum.
Birkaç dakika sonra kendimi ellerimle gözlerimi kapatmış bir çubuğun bana ne cevap vereceğini bekliyordum.
Ellerimi gözlerimden çekip elimi kalbimin üzerine koydum. "Nefes al Nehir."dedim. Klozetin üzerine koyduğum çubuğa bakıp gözlerimi irice açtım.
Şaşkın gözlerle çubuğa bakarken elimi dudaklarıma bastırıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Hamileydim.
Ne yapacağımı bilemeyerek bir sağa bir sola giderken durup elimle yüzümü kapattım.
Ben anne oluyordum.
O an koşup tüm hastaneye, "Ben hamileyim." diyecek kadar heyecanlıydım.
Heyecanımı bastırmaya çalışırken titreyen ellerimi karnıma koyup, "Merhaba." dedim. Ağlarken devam ettim.
"Tanıştığıma memnun oldum, bebeğim. Ben annen Nehir."
O an ne yapacağımı düşünürken ilk kime söyleyeceğimi bile bilmiyordum. Tek bildiğim anne oluyordum.
Sanırım üstümdeki şaşkınlığı atacağım tek yer beni en iyi anlayacak kişi olan annemin yanıydı.
Anne, kızın anne oluyor...
🌃🌃🌃
Stresli bir şekilde çaldığım kapının açılmasını beklerken annem, "Geldim!" diyerek kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
أدب نسائيİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...