"Sahipsiz değilsin. Sadece sana sahip değiller..."
Uzun süredir hasret kaldığım açık hava şuan kendini belli ederken hafiften rüzgar esiyordu. Akşam vakti olmak üzereydi ve bu sebepten hava biraz esiyordu.
Mahallede en sevdiğim yer olan parkta toplanmıştık. Aramızda bir tek Yeliz yoktu ama oda işi olduğu için burada değildi. Onun dışında herkes buradaydı.
Hepimiz futbol sahasının tellerinin önüne bağdaç kurup oturmuştuk. Benim yanımda yeşillerin prensi sevdiğim adam vardı.
Şuanki konumuz dün hastanede yaptığımız maceralardı. Zavallı Gökhan Abim hala dünün etkisindeydi. Başını Barış Abi'nin omzuna koymuş hala vücudundaki sakinleştiricinin etkisi ile tuhaf tuhaf davranıyordu.
"Lan Gökhan seni kurtarmasak herifler bir tarafına pamuk tıkayacaktı, kanka."
Ali Abi hala Gökhan Abi ile dalga geçerken Gökhan Abi ona dik dik bakıp dil çıkardı.
"Götümü benden çok düşünüyorsun kanka."
Ali Abi ve Gökhan Abi kendi aralarında atışır iken bakışlarım sevgili sevdiceğimi buldu. Elindeki küçük sopa ile zemine şekiller çiziyordu.
"Beni mi düşünüyorsun prensim?"
Yeşil gözleri huzurlu huzurlu bakarken beni buldu. Dudaklarını hafif yana doğru kıvırdı ve tebessüm etti.
"Seni düşünmediğim tek biran bile yok."
Gülerek prensime bakarken tek gözünü kırptı. Yine vurdun beni on ikilimden... Vallahi annemin değişi ile şu dünyada ne sevap işledim isem bedeli bana prensim olmuştu.
Allah'ım küçükken karıncalar yorulmasın diye yuvalarının içine yemek koydum diye bana yeşil gözlü prensimi verdiysen söz veriyorum her gün karıncalara yemek vereceğim .
Tam yeşil gözlüme bir şey diyeceğim sırada Selin konuşunca ona döndüm. Sarı saçlarını at kuyruğu yapmış olan Selin hepimize merakla baktı.
"İki gün sonra okullar açılıyor. Hafta sonu bir şeyler yapalım. "
Buse ağzındaki çubuk krakeri yutup başını salladı. "Biz gariban liselileri sevindirin abilerim gardaşlarım." dedi. Gülerek başımı salladım.
"Eğlenceli olsun."
Ali Abi hemen yanında oturan Mira'nın elini tutup sevdiğine gülümsedi.
"Olur, düğümüze gidelim."
Mira irice açtığı mavi gözleri ile bakarken, "Nasıl yani?" dedi. Buse ile ortak yedikleri çubuk krakeri sigara içer gibi yiyen Emir araya girdi.
"Düğününe gelin lazımmış sen olur musun diyor Miroş."
Mira inanamayan gözlerle Emir'e baktı. "Düğün pastasıda sen olur musun, Emir?" dedi gülerek. Emir başını iki yana olumsuz anlamda salladı ve Buse'ye döndü.
"Yanımda çikolatalı ekmek aram varken senin krem santili düğün pastan olamam canısı. Kusura bakma. "
Hepimiz gülerken Barış Abi şaşkınca etrafa baktı. Aradığı şeyi etrafta bulamayınca çareyi ayakkabısını çıkarmakta buldu. Spor ayakkabısı Emir'in kafasına gelirken Buse abisine kızıyordu.
"Nimete vurulur mu abi? Niye benim ekmek arası turtama ayakkabı atıyorsun?"
"Abiye hesap sorulmaz Buse. Sus!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
ChickLitİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...