68.BÖLÜM

13.5K 724 578
                                    

"Lodos'un acılı çocukları..."

    Öfke hakim olan vücudumu geri adımlar atarak arka arkaya götürür iken bana dönmüş olan gözlerden gözlerimi tek bir an bile ayırmadım.

"Nehir Giray? Bugün çekiliş yaptım ve şanslı kişi sen çıktın. Görüşmeyeli nasılsın bakalım?"

   Ben arka arkaya gittikçe Murat üzerime doğru gelmeye devam ediyordu. Yan gözle etrafa bakıp diğer yandanda kafamda nereye doğru kaçmam gerektiğini düşünüyordum.

  Bulunduğun yere en yakın ev Ali Abi'nin eviydi. Ama onun içinde birkaç dakika koşmam gerekiyordu.

   Çığlık atıp var gücümle ışığı açık olan evlere gidebilirdim. Ya da her şeyi boş verip var gücümle Emre'ye koşabilirdim.

   Bana doğru son adımı atan Murat yüzündeki pis ifade ile bana bakarken son kez etrafa bakıp onun gözlerinin içine baktım.

"Görüşmeyeli güzelleşmişsin."

   Midem bulanırmışcasına yüzümü  buruşturdum. "Yerinde olsam arkama bakmadan kaçardım. " dedim. Yüzünde alaycı bir gülüş peyda olurken devam ettim.

"Neden biliyor musun? Saniyeler içinde çığlık atsam bütün mahalle ayağa kalkar!"

   Yüzündeki alaycı gülüş yerini kahkahaya bırakır iken ıssız sokakta kahkaha sesi yankılandı.

"Sende bende iyi biliyoruz, Nehir. Artık insanlar kapılarının önünde biri öldürülse bile polisi arama zahmetine girmiyor. Yani sence sesine kim kulak verir?"

   Sanırım bu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biride haklıyken karşımdaki kişinin beni haksız duruma düşürecek bir cevap vermesiydi. Buna aşırı sinir  oluyordum.

   Öfkemi dizginleyip öfke ile bağırdım.

"Bir sokak ileride olan Emre Seray!"

    Yüz hatları aniden kasılır iken yüzünde belli belirsiz bir öfke ifadesi oluştu. İşte bu benim zaferim!

"Sizin gibilerde en çok hoşuma giden şey Emre'nin adını duyunca düşen yüzünüz. Adıyla bile seni korkutan biri sence buradaki varlığı ile sana neler yapmaz."

   Yüz hatları haddinden fazla  kasılır iken üzerine doğru yürümeye başladı. Adımlarımı geri geriye götürür iken aniden durdu ve yüzünde iğrenç bir gülümseme ile bana baktı.

"Allah belanı versin, şerefsiz!"

   Sol elini havaya kaldırıp bana doğru uzattığı sırada bana uzatılan eli başka bir el  tarafından tutuldu.

   Gözlerim merakla o elin sahibini bulurken hızlı atan kalbim yerini sakinliğine bıraktı  ve  huzurlu bir şekilde gülümsedim.

    Şimdi korkabilirsin, Murat.

     Kahverengi gözlerim varlığı ile güvende olmamı sağlayan kişiye dönerken yüzümdeki gülümseme daha da arttı.

   Benim aksime yüzünde tek bir mimiği bile oynamadı. Gülümsemem yavaşça solarken gözlerimi gözlerinden çekmedim.

"İyi misin?"

   Kafamı sallayıp yan gözle Murat'a baktım. Yeşil gözlü elini sert bir şekilde tuttuğu için acı ile kıvranıyordu.

"Güvendeyim."

   Yeşil gözlerini kısa bir süre kapatıp açtı ve derin bir nefes aldı. Sanırım ne yapması gerektiğini düşünüyordu.

Düşman Mahalleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin