24.BÖLÜM

25.4K 1.3K 770
                                    

"Bu da benim küçük sırrım..."

Halının desenini incelerken diğer yandan annemin neden böyle bir halı aldığını düşünüyordum.

Orta Çağdan kalma bir halıydı. Ya da sadece ben öyle sanıyordum. Sahiden halılar niye dünyada var?

Seni odama alıp süs niyetine duvara asacağım. Yerlerde gezme sen halı. Sana isim de veririm. Sahi senin adın Pelin Su olsun. Gecelere akarız.

Yansın geceler, Pelin Su geceler...

Kendi kendime gülerken aklıma Matematik yazılısından düşük aldığım zaman annemin bana fırça çektiği zaman gelmişti.

Ortaokulda matematik yazılısından yirmi sekiz alınca annem bana bir ton fırça çekmişti. Ben de ona iki saat matematiğin ne gereksiz ders olduğunu anlatmıştım. Sonrasında annem otuz sekiz numara terliğini ayağından çıkarıp bana fırlattı. Terlik masadaki vişne suyuna çarpmıştı ve vişne suyu yere dökülmüştü. Tabi annem "Halımmm!" diye bağırırken ben "Fişneeeğ suyum!" diye bağırmıştım. Sonuç olarak Matematik her yere lanet saçıyor. Annemde o günden sonra bana matematik dememişti. Olan halıya ve vişne suyuma olmuştu.

"Hadi seni anladım geri zekalı da Ali sen niye birden bire adama saldırdın?"

Ben ortada olmak üzere tüm takım koltuğa oturmuş ayakta dikilen babam ve abime bakıyorduk. Ben halıya bakıyordum desem daha doğru olurdu.

Benim sinir patlamam sonucu Mira'yı bir güzel dövmüştüm. Kavgada böyle başlamış ve hepimizin içine girmesi ile sonuç bulmuştu.

"Kardeşim başta ben Nehir'i tutuyordum. Tek amacım oydu. Sonra baktım Mira'nın yanındaki herif Nehir'i kesiyor. Ben de yumruğumu gözlerine geçirdim. Hak etti ama şeref..."

"Hadi oradan!"

Ali Abi, yalan söylemeyi beceremeyen biri olduğu için cümlesini söylerken gözlerini kaçırmıştı. Abim de bunu fark ettiği için inanmadı. Başka yalanlarla gel Ali oğlan.

Ben Mira'ya saldırırken Ali Abi'de Mira'nın nişanlısını dövmüştü. Sebebini biliyoruz zaten.

"Ali'yi anladım. Herife kıl olduğu için dövdü. Ama Gökhan malı sen niye Buğra'yı dövüyorsun lan?"

Kavga arası Gökhan Abi, köşede bizi ayırmaya çalışan Buğra'nın sırtına çıkmıştı ve çocuğun saçını çekmişti. Sebebini bilmiyordum.

"Kanka baktım kavga var dövelim de eve gidelim diye ben de onu buldum. Çocuk bir şey yapmadı yani. "

Abim elini alnına götürüp "Ya sabır!" derken saygı değer babacım Barış Abi'ye baktı. Abim de Barış Abi'ye döndü.

"Peki güzel kardeşim. Sen niye Emir'e saldırdın?"

Barış Abi saçını düzeltip Buse'ye baktı. Buse elindeki mısırı yemeyi kesip abisine güldü.

"Kanka Buse kavga sırasında nereden buldu ise mısır yiyordu. Bu Emir kişisi kavga arası Buse'nin mısırını aldı. Ben de sen misin mısır alan diyip çocuğa giriştim."

Abim, deniz gözlerini babama çevirdi. "Baba, Nehir Hanım'a cezasını sen kes. Ben şu üçlüyü odama alıyorum." dedi bana dönerken. Babama yavru köpek bakışı atıp sevimli kız halime burundum.

"Sizi odama alayım güzel kardeşlerim."

Gökhan Abi ve Barış Abi birbirlerine bakıp ellerini omuzlarına koydular ve aynı anda "Odasına erkek atıyor!" diye bağırdılar. Abim bunun üzerine onlara yastık fırlattı ve yastık vazoya denk geldi. Vazo yeri boylarken vazonun içinden sıvı bir şey döküldü. Vazonun parçalarına bakarken gözlerim irice açıldı.

Düşman Mahalleler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin