Keyifli okumalar 😊
~~~
Sanki önceden bir anlaşma yapmışız gibi konuştu ama hatırladığım kadarıyla yapmamıştık. Dük'ten hiç randevu almamıştım ve kesinlikle ondan herhangi bir mektup da almadım. Bunca zaman gelmemi mi beklemişti?
Bu düşünceyle hemen utandım, yine de dostça bir gülümsemeyle selamlarımı vermeyi başardım.
"Ne tesadüf. Seninle burada karşılaşmayı beklemiyordum."
"Tesadüf değil, görünüşe göre Kader Tanrıçası buluşmamız için bize yol gösterdi."
Gözlerimi kırpıştırdım, sözleriyle oldukça afalladım. Bu adam beni suskun bırakmakta ve birden fazla şekilde asla başarısız olmadı.
Marquisate'de böyle bir şey söylememiş miydi? O zamanlar pek dikkat etmemiştim çünkü bunu geçici bir söz olarak görmüştüm ama bu sefer ani ve vurgulu bir şekilde söylenmişti.
"..."
Hala kelimelerle boğulduğum için, Logan biraz telaşlı görünmeye başladı. İfadesindeki bir şey, bu tür şeyler söylemeye alışık olmadığını anlamamı sağladı. O zaman neden ilk etapta bunları söylüyorsun?
Ancak bu nadir ifadesi beni gülümsetti. Ona baktım ve sordum.
"Demek beni bekliyorsun? Neden?"
"Çünkü geçen sefer olanlar için sana teşekkür etmek istiyorum.... Sakıncası yoksa, sana şahsen bir şey sormak istiyorum."
"Önemli değil. Ancak, madem bunu tartışmak istiyorsun, o zaman neden olmasın?
Ya da geçmişte olduğu gibi bana malikanenize bir davetiye gönderebilirsiniz. Başkente geldiğimden beri kaç gündür onu bekliyorum.
Ama cevap vermek konusunda isteksiz görünüyordu ve okunmaz bir surat ifadesi takındı.
Soğukkanlı ifadesine baktığımda ne düşündüğünü tam olarak anlayamadım. Sonra tekrar, başka bir şaşırtıcı cevap verdi.
"Randevusuz bir şekilde asil hanımın evinde dikkatsizce buluşamazdım."
Ne? Randevu almak istiyorsan neden bana mektup göndermiyorsun? Geçmişte bana bir tane göndermedin mi?
Ama ondan bir mektup göndermesini isteyemezdim. Söylersem ona küstahlık yapıyormuşum gibi gelirdi. Bu yüzden kabul ediyormuş gibi başımı sallamaktan başka seçeneğim yoktu.
Logan dönüşümlü olarak bana ve Nancy'ye baktı ve başka bir yere geçmemizi önerdi.
"Henüz yemek yemediyseniz sizi yemeğe davet edip sohbet etmek isterim. Arkadaşlarınızı da getirebilirsiniz."
Yani böyle mi? Önceki hayatında beni malikanene davet etmiştin, bu sefer yemek mi teklif edeceksin? Bu yeni değişiklik hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum ama bu onun davetini reddedeceğim anlamına gelmiyordu. O yüzden başımla onayladım.
Logan bizi bir restorana götürdü. Hep birlikte aynı masada yemek yeriz sanıyordum ama durum öyle değilmiş. Beni iki kişilik bir masaya götürdü.
Nancy ve Efendi Bolt yanımızdaki masada oturuyorlardı. Yan masada olmalarına rağmen aramızdaki mesafe çok fazlaydı, bu yüzden konuşmalarını pek iyi duyamadım.
Artık duyma mesafesinin dışında olduğumuza göre, daha rahat konuşabiliriz.
"Benden bir iyilik isteyeceğini mi söyledin?"
"Bu..."
Logan'ın yanıt vermesi çok uzun sürüyordu.
Benden ne tür bir iyilik isteyeceğini ve beni neden sokaklarda kim bilir ne kadar beklediğini merak ettim. Bir görüşme bile ayarlamadım ve eğer Nancy ile çıkmasaydım o zaman bütün gün orada dikilip bekleyecek miydi? Kesinlikle hayır, değil mi? Bir süre sonra Logan ağzını açtı. Ama onun ricası kesinlikle beklenmedikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Done Being Your Best Friend (Çeviri)
Genç Kız EdebiyatıSefil bir hayatın ardından ölümle burun buruna gelen Sienna, en yakın arkadaşı Daisy'den şok edici sözler duyar. "Neden gidiyorsun ki? Seni böyle yaşarken daha çok görmek isterdim." "......Ne?" "En iyi arkadaşım olarak harika bir iş çıkardın. Hizmet...