9. [Hasta Ziyareti]

13.7K 1.6K 166
                                    

Şoförün yanı olan tekli koltuğa Murat oturdu, arka tarafın ilk sırasına benimle Merve, diğer koltuklara da genelde herkes en yakın arkadaşının yanına oturacak şekilde dizildi.

"Devrem nereye gidiyoruz?" dedi şöför koltuğundaki adam arabayı çalıştırmadan.

Murat cevap vermeden arkaya dönüp sordu.
"Hangi hastahaneydi?"

Ben Murat'ı oyalamak için bahçeye gittiğimde Merve de nöbetçiden hangi hastahane olduğunu öğrenmeye gitmişti o yüzden Merve cevapladı.

"Osmangazi Hastahanesi."

Şoför duyunca arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. İlk dakikalar güvenlik polisi ile okuldan kaçmanın verdiği şoku henüz atlatamamış olan 12/C kızlarından çıt çıkmıyordu, dakikalar geçtikçe yavaş yavaş açılmaya minik fısıltılar normalleşmeye başladı.

Şoförle arkadaş olan Murat'ın, klasik nasılsın ne var ne yok sohbetini yapmış olmasının dışında ön taraf sessizdi. Ara sıra çaktırmamaya çalışarak göz ucuyla arkasına bakan Murat'ı saymazsak hastahane yolu sorunsuz ve hızlı geçti.

Sessizliği "Geldik." diyerek sonlandıran şoföre Murat teşekkür  edip beklemesi gerektiğini söyledikten sonra inip toplu halde otuz öğrenciyi hastahanede gören insanların tuhaf bakışları arasında danışmaya vardık.
Murat yanımızda olduğu için sözcülüğü o yaptı.

"Yakup..." deyip duraksadı soy adını bilmediği için bize dönüp sorar gözlerle bakınca ben "Karan" dediğimde devam etti.
"Yakup Karan kaç numaralı oda da öğrenebilir miyiz?"

Danışmadaki kadın hızlıca bilgisayardan bir yerleri tuşladı. Bu sırada biz de hala etraftaki garip bakışlara maruz kalıyorduk.

"314. numaralı oda, 4. kat sağ taraf sondan ikinci oda."

Teşekkür edip asansöre doğru yöneldik. İki tane olan hastahane asansörünün hepimizi almayacağını fark edince Merve'ye dönüp ikimizin merdivenle çıkmasını teklif ettim.
Tembel Merve dördüncü kata merdivenle çıkmaya üşendiği için kalan birkaç kızla asansörü beklemek istedi. Ben dördüncü katta olan evimin sık sık bozulan asansöründen dolayı idmanlı olduğum için "Ben merdivenle çıkıyorum." deyip arkama bakmadan ilerledim. Merdivenleri çıkmaya başaladığım da arkamda ardımdan gelen adımları duyunca kafamı çevirdim.

Murat tam arkamdaydı, benimle beraber o da merdivenle çıkmayı tercih etmişti. Onu görür görmez çatılan kaşlarımla karşı karşıya kalıp yüzümdeki keskin ifadeyi görünce cevap verme ihtiyacı duydu.
Elini ensesine atıp kaşırken mırıldanır gibi çıktı kelimeler ağzından.

"Şey... Spor amaçlı..."

Cevap vermedim, önüme dönüp yürümeye devam ettim.
O arkamda olduğu için hızlı hızlı çıktığım merdivenler hemen bitmişti.
Koridor dönüşünde tam asansörün önünden geçerken bizimkiler asansörden çıktı.

Bir iki adım sonra 314 numaralı odanın önündeydik. Kapıyı tıklattım ama içeriden ses gelmeyince yavaşça açarak içeriye girdim. Diğerleri de hemen arkamdaydı.
Odaya girdiğimizde yarı uyur halde, elinde serum bağlı, mavi hasta önlüğüyle ve genelde hep neşeli olduğu için hiç alışkın olmadığımız asık suratıyla yatan Yakup hocanın bizleri fark edince hemen gözleri açıldı. Yatar pozisyondan dikleşerek, yatağın başlığına yaslanıp oturdu. Asık olan suratı yerini gülümsemeye bırakırken yeni ameliyat olduğu için konuşmakta zorlanarak tane tane ve güçlükle konuştu.

"Kızlar... Hoş-gel-diniz. Ne işiniz var bur-da?"

Hepimiz onun gibi güler yüzle onu selamladık. Teker teker geçmiş olsun deyip hocamızın halini hatırını sorduktan sonra Yağmur konuşma girişini başlattı.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin